Esas No: 2021/4454
Karar No: 2022/83
Karar Tarihi: 11.01.2022
Danıştay 10. Daire 2021/4454 Esas 2022/83 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/4454 E. , 2022/83 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4454
Karar No : 2022/83
DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı/ ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
2- … Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN_ÖZETİ : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2020/12 sayılı Genelgesinin ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih E-… sayılı işleminin iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanun'un 15. maddesi uyarınca reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacıların yürütmenin durdurulması istemleri hakkında bir karar verilmeksizin dava dilekçesi ve ekleri incelenerek gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacılar tarafından, … A.Ş.'de pilot olan yakınları …'ın uçuş esnasında yakalandığı Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle vefat ettiğinden bahisle vefatının iş kazası olduğunun tespitiyle taraflarına sigorta yardımı yapılması için İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sosyal Güvenlik Merkezine başvuruda bulunulmuş, başvurularının anılan Merkezin … tarih ve E-… sayılı işlemi ile ölüm olayının Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2020/12 sayılı Genelgesi kapsamında iş kazası olarak değerlendirilemeyeceği belirtilerek reddedilmesi üzerine bu işlemin ve dayanağı Genelgenin iptali istemiyle görülen dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin, 1. fıkrasında; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinde, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı; ancak aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabileceği; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve Kanun'un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçeleri üzerine yapılacak ilk incelemede adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği; (d) bendinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, otuz gün içinde bu maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçenin reddine karar verileceği; aynı maddenin 5. fıkrasında da, 1. fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine yeniden verilecek dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği kuralına yer verilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinde ise, Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ''Uyuşmazlıkların çözüm yeri'' başlıklı 101. maddesinde de, ''Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.'' kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davacılar tarafından, yakınlarının yaptığı iş esnasında Covid-19 enfeksiyonu kaparak vefat ettiğinden bahisle vefatın iş kazası sayılması, taraflarına bu kapsamda sigorta yardımı yapılması için sosyal güvenlik merkezine başvuruda bulunulduğu, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinin … tarih E-… sayılı işlemi ile 2020/12 sayılı Genelgeye istinaden Covid-19'un bulaşıcı bir hastalık olduğu, iş kazasına ilişkin bir kanaat oluşmadığı, ölümün 5510 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında iş kazası olarak değerlendirilemeyeceği belirtilerek başvurunun reddedilmesi üzerine bu bireysel işlem ile Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 2020/12 sayılı ve "Koronavirüs (COVID)" konulu Genelgesinin iptalinin istenildiği görülmektedir.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanun'un veya bu Kanun'a dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanun'un uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görüleceği hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu bireysel işlem, 5510 sayılı Kanun'un uygulanması sonucu tesis edildiğinden, uyuşmazlığın bireysel işlemin iptali isteminden kaynaklanan kısmının, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi uyarınca iş mahkemesinde; düzenleyici işlem olan 2020/12 sayılı Genelgenin iptali istemine ilişkin kısmının ise Danıştayda görülmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, adli ve idari yargı olmak üzere iki ayrı yargı düzeninde görülmesi gereken, bu nedenle yargı düzenleri yönünden aralarında hukuki birlik bulunmayan iki ayrı işleme karşı tek dilekçe ile açılan davanın tamamının Danıştay'da görülmesine olanak bulunmadığından, ayrı ayrı dilekçelerle dava açılması gerekmektedir.
Bu itibarla, davacılar tarafından, yukarıda aktarılan şekilde 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesine uygun olarak yenilenecek dilekçeler ile yeniden iki ayrı dava açılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle,
1- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğinden itibaren 30 (otuz) gün içinde 5. maddeye uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak ayrı ayrı dilekçelerle, gerekli harç ve posta ücreti yatırılmak suretiyle, dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2- 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hususunun davacılara duyurulmasına,
3- Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, istemi halinde … TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta avansından artan kısmının davacılara iadesine, 11/01/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.