Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7144
Karar No: 2022/8037
Karar Tarihi: 20.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7144 Esas 2022/8037 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7144 E.  ,  2022/8037 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 27. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

    Hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 99.186,31 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince, karar tarihi itibarıyla Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararlar bakımından kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

    Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bankada 02.12.1996 tarihinde çalışmaya başladığını, en son kurumsal ve ticari bankacılık nezdinde iş yönetimi grup başkanı unvanı ile çalışmaktayken 28.09.2015 tarihinde zorla idari izne çıkarıldığını ve bu surette iş sözleşmesinin feshedildiğini, son brüt ücretinin 30.914,00 TL olduğunu, müvekkilinin grup başkanı sıfatıyla çalıştığını ancak organizasyon şemasına göre bir genel müdür yardımcısına ve Avrupa'da bir yöneticiye bağlı olarak çalıştığından üst düzey yönetici olmadığını, ayrıca çalışma saatlerinin davalı Banka tarafından belirlendiğini, davacının ortalama olarak haftanın 5 günü 07.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin feshinden önce her yıl mart ayında standart olarak bir önceki yıla ilişkin olmak üzere 3 brüt ücretini bir miktar aşacak şekilde prim aldığını, buna göre 2013 yılı çalışmalarına karşılık Mart 2014'te 108.906,25 TL, yine 2014 yılı çalışmaları bakımından Mart 2015'te 111.330,00 TL brüt prim ödemesi yapıldığını, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği 2015 yılına ait prim alacağından mahrum bırakıldığını, müvekkiline çalıştığı süre ile orantılı olarak prim ödenmesi gerektiğini, davacıya fesih sonrasında yıllık izin ücreti adı altında bir ödeme yapılmışsa da bu ödemenin eksik olduğunu iddia ederek prim, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 02.12.1996-01.10.2015 tarihleri arasında en son kurumsal bankacılık iş yönetimi grup başkanı unvanıyla çalıştığını, en brüt ücretinin 30.914,00 TL olduğunu, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin 9 uncu maddesinde fazla çalışma ücretlerinin aylık ücretin içinde olduğunun kabul edildiğini, davacının müvekkili Bankada grup başkanı olarak görev yaptığını ve üst düzey yönetici konumunda olduğunu, kendi çalışmasını kendisinin belirlediğini, davacının aylık ücretinin asgari ücretin 30,9 katı olduğunu, ek olarak sağlanan diğer sosyal haklardan yararlandığını, davacının prim alacağının bulunmadığını, primin ödendiği tarihte Bankada çalışmadığını, 2015 yılına ilişkin performans görüşmelerinin henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla hiçbir personel için bu hakkın doğmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, kullanmadığı izinlere ilişkin ücretin iş sözleşmesinin feshinde kendisine ödendiğini, talep edilen faize de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    " ... davacının işe giriş-çıkış saatlerini gösterir turnike kayıtları üzerinde yapılan incelemede; kayıtlarda işe giriş çıkış saatlerinin görüldüğü, günlük çalışma süreleri ile çalışmanın hangi saate başlayıp hangi saatte sona erdiği, günlük kaç saat fiili çalışma yapıldığı gibi hususların kayıtlarda yer aldığı görüldüğünden ve bu kayıtlara göre yapılan hesaplamaya göre de, davacının ara dinlenme süreleri tenzil edildiğinde haftalık 49,5 saat çalıştığı, 45 saatlik zorunlu çalışmayı aşan haftalık 4,5 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiş ise de, davacının davalı banka bünyesinde Grup Başkanı olarak yüksek ücretle görev yaptığı ve kendisine aynı işyerinde görev ve talimat veren başka yönetici bulunmadığı, davacının Grup Başkanı olarak çalıştığı işyerinde hiyerarşik olarak bir genel müdüre bağlı ise de, bunun kendi mesai saatlerini kendisinin belirleyebilirle imkanını ortadan kaldırmadığı ve davacının üst düzey yönetici sıfatıyla kendi mesai saatlerini kendisinin belirlediği sonucuna varıldığı, bunun yanında işyeri özlük dosyasında mübrez hizmet akdinin 9. Maddesinde, fazla mesai ücretlerinin aylık ücretin içinde olduğunun kararlaştırıldığı görüldüğünden ve buna göre davacının hak ettiği fazla mesai alacağının hesabında, yıllık 270 saatlik fazla çalışma ücretinin aylık ücretin içinde olduğu kabul edildiğinden davacının ayda 22,5 saat haftada 5,2 saate kadar yapılan fazla mesai ücretleri aylık ücretin içinde ödenmiş olduğundan, haftalık 4,5 saat fazla mesai yaptığı tespit edilen davacının ayrıca bir fazla mesai ücretine hak kazanamayacağı sonucuna da varılarak bu talebinin reddine karar verildiği, Davalı tarafça, yıllık izinlerin kullanıldığına dair yıllık ücretli izin formları ibraz edilmiş olup, bu kayıtlar üzerinde yapılan incelemede; 1999 ile 2011 yılları arasında geçen süre için düzenlendiği, yıllar itibariyle izne ayrılma ve dönüş tarihlerinin belirtildiği, izin formlarında davacının imzasının bulunduğu, imzaların davacı tarafından inkar edilmediği tespit edildiğinden, davacının bakiye 121,5 günlük izin alacağı için yapılan hesaplamadan 2015/10. Aya ait ücret bordrosunda tahakkuk ettirilerek davacıya ödenen 75.224,31.-TL izin ücretinin mahsubu ile belirlenen yıllık izin ücretine, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre karar verildiği, davacının çalıştığı süre boyunca düzenli olarak prim ödemesinden yararlandığı, davacıya maaşının ortalama 3.78 katı tutarında yıllık primi ödendiği tespit edildiğinden, ancak 2015 yılındaki 9 aylık çalışması bakımından bu haktan yararlandırılmadığı görüldüğünden, davacının, davalı işyerinde prim usulü çalıştığı ve 2015 yılı içindeki 9 aylık çalışmasına karşılık prim ücretine hak kazandığı sonucuna varılarak prim alacağı talebinin de kabulüne karar verilmiş ..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin üst düzey çalışan olduğunun ve bu sebeple fazla çalışmaya hak kazanamayacağı yönünde yapılan tespitin hukuka aykırı olduğunu, somut olaya uygun olmadığını, sırf bu nedenle kararın kaldırılarak fazla çalışma alacağına da karar verilmesinin gerektiğini, hükme esas alınan 13.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bilirkişinin dosyadaki tüm hesaplamaları usulüne uygun şekilde sunulan deliller üzerinden yapması gerekirken davalı Bankanın teksif ilkesine (iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı) aykırı şekilde sonradan Mahkemeye sunduğu deliller üzerinden hesaplama yaptığını, İlk Derece Mahkemesinin de bu raporu esas alarak hüküm kurmasının hatalı olduğunu, dosya kapsamında fazla çalışma alacağının belirlenmesi açısından incelenmesi gereken delillerin tanık V. S.'nin ifadeleri ve Şirket içi yazışmalar olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; her ne kadar müvekkili Bankada belli şartlar altında jestiyon ödemeleri yapılıyor olsa da davacnın hâlen Bankada çalışanlardan önce prime hak kazanmasının işbu dava tarihinde emsal çalışanların ne kadar prim alacakları dahi belirlenmemişken eşit şartlarda çalışanlar arasında eşitsizlik doğurduğunu ve olumsuz örnek teşkil ettiğini, İlk Derece Mahkemesinin davacı lehine 121,5 gün izin ücretine hükmetmesinin dosyada yer alan belgelerle çeliştiğini, davacının 24.12.2012 tarihinde izin kullanım ve mutabakat formu imzaladığını ve 236 gün yıllık izin kullandığını kabul ettiğini, Bankanın yıllık izin kullanım prosedürüne göre 83,5 gün yıllık izni kaldığının da kabulünde olduğunu, aynı şekilde 2015 yılı için düzenlenen izin kullanım ve mutabakat formuna göre davacının 73 gün kullanmadığı yıllık izninin kaldığını, davacının müvekkili Bankadan ayrılırken 73 günlük yıllık izin ücretinin kendisine ödendiğini, sonuç itibari ile davacının müvekkili Bankanın yıllık izin prosedürüne göre kanuni izin süresinin çok çok üzerinde izin kullandığını, aynı zamanda bordrolara yansıtılan 44,5 ve 73 günlük yıllık izin ücretleri de tenzil edildiğinde davacının mesnetsiz yıllık izin ücreti talep ettiğinin anlaşıldığını, belgelerle de sabit olduğu üzere davacının kullanmadığı yıllık izninin bulunmadığını, Mahkemenin belgeleri dikkate almadan salt bilirkişi raporunda yazan tutar üzerinden hüküm kurmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.



    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının üst düzey yönetici olduğu ve işe giriş çıkış saatlerini gösteren turnike kayıtlarına göre yapmış olduğu haftalık 4,5 saat fazla çalışma ücretinin taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle ücretine dâhil olduğu, bu nedenle fazla çalışma alacağı talebinin reddinin isabetli olduğu, davacının kullandırılmayan yıllık izinlerinin bulunduğu ve karşılığının da ödenmediği, hüküm altına alındığı miktarda prim alacağına da hak kazandığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrarla kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının fazla çalışma, alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 190 ıncı maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41 inci maddesi.

    3. Değerlendirme
    1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının davalı Bankada üst düzey yönetici olarak yüksek bir ücretle çalıştığı, davacının üst düzey yönetici olması nedeniyle işe giriş çıkış saatleri konusunda kendisinden daha üst düzeyde bir yöneticiden emir ve talimat aldığına dair dosyada somut veri bulunmadığı, ayrıca davalı tarafından delil listesinde delil olarak gösterilen işyeri giriş çıkış saatlerini gösterir turnike kayıtlarının incelenmesinde davacının yapmış olduğu haftalık 4,5 saat fazla çalışmanın, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu şeklindeki düzenleme nedeniyle ücretin içinde ödendiği ve bu sebeple davacının fazla çalışma ücretine hak kazanamadığı anlaşılmaktadır.

    3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle:
    A. Davalı Temyizi Yönünden
    Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

    Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

    B. Davacı Temyizi Yönünden
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi