Esas No: 2022/7328
Karar No: 2022/8040
Karar Tarihi: 20.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7328 Esas 2022/8040 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7328 E. , 2022/8040 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 36. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesine göre her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, ayrıca davacının ücretine toplu iş sözleşmesi uyarınca 6 aylık dönemlerde %4 oranında zam yapılması gerektiğini, ancak 2019 yılındaki ücret belirlenirken, 2019 yılı asgari ücretinin belirli oran fazlası yerine sadece 2018 yılının Aralık ayındaki ücretin %4 oranında artırılması suretiyle hesaplanan ücretin davacıya ödenmeye başlandığını, bu hatalı uygulama sebebiyle fark alacakların doğduğunu iddia ederek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirilenler arasında herhangi bir grup kadro vb. gibi farklılıkların söz konusu olmadığını, 696 sayılı KHK ve daha sonra yayımlanan yönetmelikler doğrultusunda ücretlerin belirlendiğini, bu nedenle davacının talebinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı Bakanlık arasında 02.04.2018 tarihinde bireysel iş sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 7 nci maddesinde işçiye sözleşme süresince asgari ücretin %22 fazlası ücret ödeneceğinin düzenlendiği, ücret ödeme gününün belirtilmediği, kadroya geçişte imzalanan bireysel iş sözleşmesinde kadroya geçiş öncesi alınan ücretten farklı bir ücret belirlemesi yapılmış ise, davacının bireysel iş sözleşmesini imzalayarak yeni ücretlendirmesini kabul etmiş olacağı bu nedenle de hizmet alımı ihalesinde yer alan düzenlemenin artık geçerli olmadığı, işçinin rızası alınmadan ücretinin değiştirilemeyeceği ve aleyhe düzenleme yapılamayacağı gerekçesiyle davacının talebinin kabulüne karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinafında,davacının ücret zammının belirlenmesinde, 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi, İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret İle Diğer Malî ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüş yazıları doğrultusunda hukuka uygun hareket edildiği hâlde, tamamen faraziyeye dayanan hesaplamalarla belirlenen ücret farklarına ilişkin taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal kararlarına göre işçilerin kadroya alındıkları tarihte imzaladıkları sözleşmelerde fark kısmı boş bırakılmış ise davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacı davalı Bakanlığa bağlı işyerinde ihale ile hizmet yüklenen firmalar nezdinde çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna ataması yapılmıştır. Dava tarihine kadar davalı nezdinde çalışması devam etmektedir.
Davacı ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmenin 7/ (1)Maddesinde "...İş bu sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin % 22 fazlası üzerinden günlük ödeme yapılır." şeklinde taraflarca artış oranının açıkça belirlendiği tespit edilmektedir.
375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında geçişten önce alt işveren işçileri kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi sona erecek toplu iş sözleşmesinin anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrosuna geçirilecek işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağının düzenlendiği, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere Yüksek Hakem Kurulu tarafından karar bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret ve mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri başlıklı metin içinde maddede belirtilen tarihler arası o tarihte almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren % 4 oranında zam yapıldığının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Belirtilen düzenlemeler uyarınca davacının sözleşmede belirlenen ücretine ek olarak toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiği belirlenmiştir. Bilirkişi raporu ile hesaplanan fark ücret alacağı denetime elverişli şekilde belirlenmiştir. Davacının fark ücret alacağının mahkemece hüküm altına alınmasında bir aykırılık görülmemiştir. Dava konusu alacakların tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımı süresi dava ve ıslah tarihi itibariyle dolmamıştır. Mahkemece verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarına da uygun olduğu değerlendirilmiştir..." gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olan davacı işçinin ücretinin tespiti, fark ücret alacağının eksik ödenip ödenmediği ve bu alacak bakımından temerrüdün ne zaman gerçekleştiği ile uygulanması gereken faizin türü noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.20.11.2017 tarihli ve 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü maddesinde belirtilen kamu idareleri ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar ile ve yine maddede belirtilen idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında, 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 04.12.2017 tarihi itibariyle çalışmakta olanların, maddede öngörülen şartları taşımaları, yazılı olarak başvurmaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları kaydıyla sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri düzenlenmiştir.
2. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinde:
"Sürekli işçi kadrolanna geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakta birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir." düzenlemesi yer almıştır.
3. 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nin ilgili bölümü şöyledir:
"375 Sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağı düzenlemiştir. Geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri aşağıda yer almaktadır.
ÜCRET ZAMMI:
...
01.07.2018- 31.12.2018 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 30.06.2018 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2018 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.01.2019- 30.06.2019 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
..."
4. 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. ..."
4. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi" kenar başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. ..."
5. 4857 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesi gereğince gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanması gerekir
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekte olup burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla imzalanan toplu iş sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir toplu iş sözleşmesi değildir. Taraflar arasında ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vadenin söz konusu olmadığı ve daha önce de temerrüdün gerçekleşmediği anlaşıldığından, ücret farkı alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerekmektedir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sabeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin çıkartılarak yerine "1-Davacının ücret fark alacağı brüt 12.110,46 TL nin 100,00 TL'sinin dava bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.