3. Hukuk Dairesi 2018/5614 E. , 2019/1024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 11.07.1997 tarihinde evlendiklerini, davalı koca tarafından daha evvel de boşanma davaları açıldığını, son olarak 18.09.2007 tarihinde açılan boşanma davasına karşı dava açtığını, bu dava ile; evde kalan eşyaların kullanılmış olması nedeni ile hasar bedeli olan 5.000 TL’nin, davalı adına olan aracın satın alınması sırasında yaptığı katkı payı olarak 15.000 TL’nin, daha evvel davalının açtığı ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1998/37 E. - 1999/228 K. sayılı dava dosyasında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozma ilamı ile davacıya ait altın ve para vb şeylerin tarafına iadesine karar verildiğini belirterek, bu kararda adı geçen malların aynen iadesini yoksa bedeline karşılık 30.000TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; tüm ev eşyalarının davacıya teslim edildiğini, kendisi adına bir araç olmadığını, davacıya evlenirken takılan, 20 adet 22 ayar adana burması bileziği, 1 adet 22 ayar set ile 1 adet büyük burma bileziği hiçbir zaman davacıdan almadığını, yalnızca 10 adet adana burmasının müşterek çocuğun doğumunda davacının rızası ile kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının 18.01.2004 tarihli tutanakla eşyaları sağlam, eksiksiz ve tam olarak aldığını tanıklar huzurunda beyan ettiği, davacı tarafça tutanak altındaki imza inkar edilmediği gibi tutanak içeriği de reddedilmediği, davacı bu tutanakta hiçbir alacağının kalmadığını beyan eden ve tutanakta beraberinde götürdüğü eşyaların ayrıntılı olarak yazıldığından altınların davacıda bulunduğu kanaatine varıldığı, eşyaların hasarlı olarak alındığının ispat edilemediği, davalının kullandığı arabanın üçüncü şahıs olan kayınbaba üzerine kayıtlı olduğu, bu talebin kayınbabaya karşı yöneltilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün; davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 21.10.2014 tarih 2014/9601 E. - 13817 K. sayılı ilamı ile; “Bahsi geçen tutanağın ev eşyasına yönelik olup, dava konusu ziynet eşyasını kapsamadığı, hal böyle olunca, mahkemece, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve diğer taraf delilleri ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davacının talebine yönelik inceleme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği”nden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; 20 Adet 22 ayar 440 gr adana burması bileziğinin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 11.740,00 TL’nin, 1 adet 22 ayar 125 gr üçlü burma bileziğin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 3.335,00 TL’nin, 1 adet 22 ayar 80 gr üçlü burma bileziğin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 2.135,00 TL’nin, 22 ayar 150 gr kolye, küpe ve künye setinin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 4.002,00 TL’nin, 4 adet 22 ayar 80 gr üçlü adana burmasının davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 2.135,00 TL’nin, 11 adet 22 ayar 165 gr ikili burma bileziğin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 4.403,00 TL’nin, 1 adet 22 ayar 35 gr bileziğin davalıdan alınarak aynen davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı taktirde 934,00 TL nin alacağın dava tarihi olan 22/11/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ıslahla arttırdığı fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacının ziynet alacağı taleplerin yargıtay temyiz incelemesi sırasında değerlendirildiğinden bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 6100 sayılı HMK"nın 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Aynı kanunun 141/2.maddesi ise "İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklinde düzenlenmiş olup, diğer taraftan, 6100 sayılı HMK"nın "Maddi hataların düzeltilmesi" başlıklı 183.maddesine göre; "Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır." hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; “... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1998/37 E. - 1999/228 K. sayılı dava dosyasında, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bozma ilamında iadesine karar verilen altın ve para vb şeylerin aynen iadesini yoksa bedeline karşılık 30.000TL’nin tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir. Anılan Yargıtay ilamına bakıldığında da; 20 adet Adana burma bilezik, 1 adet büyük burma bilezik ve bir adet setin davacıya iadesine karar verildiği, dolayısıyla dava dilekçesi ile de iş bu 20 adet Adana burma bilezik, 1 adet büyük burma bilezik ve bir adet setin davacıya iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki davacı, yargılama sırasında; dava dışı...Kuyumculuk Ltd. Şti. tarafından düzenlenen ve davacı tarafa satılan ziynet eşyalarının listesinin bulunduğu ve bu eşyaların değerinin 95.000 TL olduğunun belirtildiği bir belge sunmuş, ardından 17.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de ziynet eşyaları yönünden dava değerinin 95.000 TL’ye arttırıldığını belirtmiş, mahkemece de; davacının sunduğu belgedeki altınların aynen iadesine olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar ıslah dilekçesi ile davanın değerini arttırabilir ise de dava dilekçesinde açıkça belirtilmeyen bir kısım ziynet eşyalarını da dava konusu haline getirmez. Bu talebin; HMK"nın 183.maddesindeki açık yazı hatası olarak da kabulü mümkün olmadığı gibi, bu talep hakkında "davalının açık muvafakati" de bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava dilekçesinde davacının talep ettiği ziynet eşyalarıyla ve 18/06/2015 tarihli ıslah dilekçesindeki miktar ile sınırlı olarak hüküm kurulması gerekirken; taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak dava konusu olmayan ziynetler yönünden de hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bundan ayrı olarak, her ne kadar mahkemece; hükmün 9. bendinin “Davacının ziynet alacağı dışındaki taleplerinin yargıtay temyiz incelemesi sırasında değerlendirildiğinden bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde olması gerekirken “Davacının ziynet alacağı taleplerin yargıtay temyiz incelemesi sırasında değerlendirildiğinden bu konuda yeni bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde yazılmış olması doğru değil ise de; bu husus maddi hata oluşturduğundan mahalli mahkemesince düzeltilebileceği göz önünde bulundurularak bozma sebebi yapılmamıştır.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.