Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/410 Esas 2017/1211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/410
Karar No: 2017/1211
Karar Tarihi: 24.04.2017

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/410 Esas 2017/1211 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/410 E.  ,  2017/1211 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağını tahsil için davalı aleyhine İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü"nün 2013/14421 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yaptıklarını, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine takip yolunu değiştirerek davalı aleyhine iflas yoluyla takibe geçtiklerini, davalıya gönderilen ödeme emrinin 28.11.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen yasal süresinde itiraz edilmediği gibi ödeme de yapılmadığından, borçlunun iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
    Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrinin davalı-borçluya 28.11.2014 tarihinde yapılan tebligatın davalının şirket olmasına rağmen aynı konutta çalışan... "a tebliğ edildiği, söz konusu tebligatın usulsüz olduğu, daha sonra Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebligat çıkartılmasının talep edilmesine rağmen dosyada bu yönde usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığı, sonuç itibariyle iflas yoluyla takibin kesinleşmediği ve davanın dinlenme olanağı bulunmadığı anlaşılmakla özel dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Takipli iflas davası açılabilmesi için icra takibinin kesinleşmiş olması ön koşuldur. Davalı şirkete yapılan iflas ödeme emri tebligatı “ aynı konutta çalışan Adem Dalgıç’a tebliğ edildiği belirtilmiş ise de şirket yetkilisinin tebligatın yapıldığı sırada nerede olduğu tespit edilerek tebligat mazbatasına yazılmadığından söz konusu tebliğ işlemi usulsüzdür. Ancak davalı şirket vekilinin 08.12.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiği halde tebligatın usulsüzlüğünden bahsedilmediği gibi bu yönde icra mahkemesine şikayet başvurusunun da bulunduğundan bahsedilmemiştir. Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebligatı öğrenmesi halinde usulsüz tebligatın geçerli hale geleceğine amirdir. Davalı tarafın tebliğe haberdar olmasına rağmen bu yönde şikayet başvurusunun olmaması nedeniyle tebligat mazbatası üstündeki tarihin iflas ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir. Dolayısı ile davalı tarafın vaki itirazının süresinde olmadığından hukuki sonuç doğurmayacağı ve iflas takibininkesinleştiğinin kabul edilmesi gerekirken, yerel mahkemece takibin kesinleşmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.