10. Hukuk Dairesi 2020/2844 E. , 2021/3635 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davanın Yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Öte yandan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde Yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa"nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
Eldeki dosyada davacı, davalı pide salonu işyeri nezdinde 01/04/1999-11/10/2010 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme neticesi davacının davalı işyerinde 01/04/1999-02/10/2010 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak ve kesintisiz çalıştığının kabulü ile sonuca gidilmiş ise de bu sonuca eksik inceleme ve araştırma neticesi varılmıştır. Gerçekten, ihtilaf konusu dönemde davacı adına muhtelif sicil no lu dava dışı işyerlerince hizmet bildirilmiş olup davacı tarafından bu işyerlerinde geçen hizmet bildirimlerinin gerçek ve eylemli bir çalışmaya dayanmadığı yönünde işyeri sahipleri hakkında ceza hukuku kapsamında şikayette bulunulduğu, ceza soruşturması neticesi şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına şeklinde karar verildiği de anlaşılmakla bu hizmet bildirimleri her bir dava dışı işyeri sahibinin hak alanını ilgilendirdiğinden davacıya her bir işyeri sahibine HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle husumet yöneltmesi için mehil verilmeli ve işverenlerin gösterecekleri bütün deliller toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Öte yandan davacının şikayeti üzerine davalı Kurum tarafından davalı işyerinde 13/12/2010 tarihinde yerel denetimin gerçekleştirildiği anlaşılmakla şikayete ilişkin olarak düzenlenmiş ise Kurum denetim raporu ve ekleri getirtilmeden, davacının iş kazası geçirdiği tespit olunan dava dışı 1040114 s.s. no lu bina inşaatı işyeri çalışanları da dinlenmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacıya her bir dava dışı işyerinde geçen hizmet bildirimleri ve yine dava dışı işyerinde meydana gelen kaza olayı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 31’inci maddesi kapsamında açıklattırılmalı, dava dışı işyerindeki hizmet bildirimlerinin iptali gerçekleşmeden de davalı işyerinde geçen hizmetin kesintisiz olduğunun kabul edilemeyeceği gözetildiğinde davacı adına bildirimde bulunan her bir işyeri sahibinin HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle davaya katılımı sağlanmalı, işyeri sahiplerinin gösterecekleri deliller toplanmalı, bu işyerlerine ait her bir ihtilaf konusu döneme ilişkin bordrolar ayrı ayrı getirtilerek tespit olunacak bordrolu tanıkların davacının işyerlerinde geçen hizmetinin gerçek ve eylemli bir çalışma olup olmadığı yönünde beyanlarına başvurulmalı, aynı şekilde dava dışı 1040114 s.s. no lu bina inşaatı işyerinin bordrolu çalışanlarının davacının çalışmasına ve meydana gelen iş kazasına ilişkin olarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacının şikayeti üzerine yapılan denetim sonuçlarına ilişkin ilgili rapor ve ekleri davalı Kurumdan getirtilmeli, davacının ihtilaf konusu dönemde dava dışı herhangi bir işyerinde çalıştığının anlaşılması halinde kesintili çalışmanın varlığı kabul edilerek bu kapsamda ortaya çıkabilecek hak düşürücü süreler dikkate alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Mahkemece yazılı şekilde kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı ve davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalılardan ..."e iadesine, 18/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.