Esas No: 2022/5997
Karar No: 2022/8161
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5997 Esas 2022/8161 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5997 E. , 2022/8161 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 12.06.2002 tarihinde davalı Şirkete ait işyerinde çalışmaya başladığını, davacının iş sözleşmesinin 11.07.2016 tarihinde işyerindeki sendikal örgütlenmenin önüne geçmek amacıyla haklı veya geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini, haksız fesih sonrası ikame edilen işe iade ve mali sonuçlarının hüküm altına alınması talepli davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın Bölge Adliye Mahkemesince davacının işe iadesine ve sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi suretiyle kesinleştiğini, işe aide kararının kesinleşmesini takiben kanuni süresi içinde davalı işverene noter aracılığı ile yapılan işe başlama talebine karşı davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, davacının işyerinde en son 2.100,00 TL net ücrete ilave olarak asgari geçim indirimi aldığını, yol ve yemek yardımından yararlandığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile boşta geçen süre ücreti, sendikal tazminat ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığı ve bu nedenle zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini ve sendikal nedenlere dayanılmadığını, davacının almakta olduğu ücret ve sosyal yardımlara ilişkin iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... davacının işe iade ve sendikal tazminat talepli mahkememizin 2016/863E. Sayılı dosyasının ... BAM'nin 14/03/2018 tarihli kararı ile kesinleşmesi üzerine işverene işe başlama talebinde bulunması ve işe başlatılmaması üzerine kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti, sendikal tazminat ve yıllık izin ücretlerine ilişkin davacı olduğu, davacının ... 23.Noterliği'nin 11/04/2018 tarih 14240 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işe başlama talebini ilettiği ve ihtarnamenin 13/04/2018 tarihinde tebliğ alındığı fakat cevap verilmediği, bu halde tebliğden itibaren 1 aylık işe başlatma süresinin sonu olan 13/05/2018 tarihinde davacının iş akdinin feshedilmiş sayılacağı anlaşılmış olup, buna ilişkin emsal ücret araştırması yapılmış ve davacının emsal ücret olarak esas alınmasını istediği çalışan Tarık Kırmızı ile aynı nitelikte işçi olduğu anlaşıldığından ilgili işçinin ücreti nazara alınarak, hizmet süresinin 12/06/2002-11/11/2016 tarihleri arasında gerçekleştiğinin tespiti ile bilirkişi ek raporundaki hesap hükme esas alınarak ... " şeklindeki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu alacak kalemlerinin belirsiz alacak davasına konu olamayacağını, dava konu yapılan alacakların zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını ancak Mahkemece bu konuda inceleme yapılmadan karar verildiğini, iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilen davacının taleplerinin dayanaksız olduğunu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, bilirkişi raporuna yapmış olduğumuz itirazların nazara alınmadığını, itiraz dilekçesinde belirtikleri sebepleri tekrarladıklarını, davacının işe iade davasının kabulüne karar verilmiş olmakla birlikte davacının bu hususta müvekkili Şirkete iş başvurusunda bulunmadığını, davacının ücretinin hatalı tespit edildiğini ve buna göre hüküm altına alınan alacak kalemlerine ilişkin kabulün eksik incelemeye dayalı olduğunu, tanık olarak bildirdikleri M.M.A. dinlenmeden, dosya kapsamında bildirdiği delilleri toplanmadan eksik inceleme karar verildiğin ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını talep etmiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Bölge Adliye Mahkemesinin yeniden hüküm kurmak suretiyle verilen işe iade kararına rağmen, davalı tarafından süresi içerisinde davacının işe başlatılmadığı, yapılan feshin haksız olduğu anlaşılmakla, davacı kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve sendikal tazminat alacağına hak kazanmıştır.
2-4857 Sayılı İş Kanunu'nun 53 / 4 maddesi , " işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi , hizmet süresi ; a) Bir yıldan beş yıla kadar ( beş yıl dahil ) olanlara ondört günden, b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden, c) Onbeş yıl ( dahil ) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden az olamaz " hükmünü içermektedir.
Yıllık izinlerin kullandırıldığının ispat yükü işverene aittir. Davalı işveren bu hususu davacının imzasını taşıyan yıllık izin defteri, izin formları, bordro ve eş değer yazılı belgelerle ispatlaması gerekmektedir.
Davacının yukarıda belirtilen hizmet süresi nazara alındığında 230 günlük yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu , bunun 214 gününü kullandığının sabit olduğu, bakiye 16 günlük kullanmadığı yıllık izin hakkının kaldığı, mahkemece verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; dosya kapsamına, mevcut delil durumuna ve yukarıda belirtilen ölçütlere göre yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir." gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle birlikte Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru sebeplerinin yeterince irdelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının işe iadesine yönelik kararın kesinleşmesini takiben kanuni süresi içinde işe başlatılmak için işverene başvurup başvurmadığı, davacının işe başlatılmaması üzerine ihtarname tebliği sonrası esas alınması gereken ücretinin tespiti ile dava konusu yapılan kıdem ve ihbar tazminatları, boşta geçen süre ücreti ve sendikal tazminat alacağı ile yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Feshin geçerli sebebe dayandırılması" kenar başlıklı 18 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. ...
..."
3. 4857 sayılı Kanun'un "Sözleşmenin feshinde usul " kenar başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir:
" İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.
Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır."
4. 4857 sayılı Kanun'un fesih tarihinde yürürlükte olan 20 nci maddesi hükmüne göre de "İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle dava açabilir. ..." düzenlemesini içermektedir.
5. 4857 sayılı Kanun'un fesih tarihinde yürürlükte olan" Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları " kenar başlıklı 21 inci maddesi şöyledir:
" İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine
işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti
tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesinde de belirtildiği üzere davacının sendikal tazminata hak kazandığı yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/560 Esas, 2018/791 Karar sayılı kararının 14.03.2018 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında davalının bu husustaki temyiz talebi yerinde görülmemiştir. Dairemizin 08.06.2022 tarihli Dosya Eksikliğinin Giderilmesi talepli yazısı sonrası dosyaya ibraz edilen ... 23. Noterliğinin 11.04.2018 keşide tarihli, 4240 yevmiye No.lu ihtarnamesi ile davacı tarafından işe iade kararının kesinleşmesi sonrasında kanuni süre içerisinde işe başlatılma ve işçilik alacaklarının ödenmesi için talepte bulunulduğu, bu ihtarnamenin davalıya 13.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacının işe başlatılmadığının sabit olduğu, Mahkemece hesaplamaya esas alınan ücret tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekilince dinlenmediği ileri sürülen tanık M.M.A.'nın, ... 6. İş Mahkemesinin 2018/712 Talimat sayılı dosyası ile 14.01.2019 tarihinde tanık sıfatıyla beyanının alındığı görülmekle bu hususlardaki temyiz itirazı da yerinde görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.