Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7577
Karar No: 2022/8125
Karar Tarihi: 22.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7577 Esas 2022/8125 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/7577 E.  ,  2022/8125 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Belediyenin toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalıştığını, davacının çalıştığı işin organizasyonunun tamamen davalının kontrol ve idaresinde yürütüldüğünü, davacının davalı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden sendika ile davalı kurum arasında imzalanan Toplu iş Sözleşmesi ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanundan (6772 sayılı Kanun) faydalanamadığını müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilirken asgari ücretin %25 fazlası ücret ve bunun yanında yol ve yemek yardımı verilmek süreti ile çalıştırıldığını, bu uygulama ile kendisi ile aynı konumda olan beraber çalıştığı belediye kadrolu elemanı olarak çalışan işçinin maaşından az maaş almak toplu iş sözleşmesinin bu işçilere sağladığı bilet, prim, yol parası, ikramiye, yıllık izin gün sayısı gibi kazanımları ve 6772 sayılı Kanun'un sağladığı hakları alamaması nedeniyle mağdur olduğunu fazla mesai ücretlerinin eksik ödendiğini belirterek eksik ödenen fark ücret alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla mesai alacağı, fark yol parası, fark ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (5393 sayılı Kanun) 14 üncü maddesinde ulaşım hizmetinin belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığını, İdare olarak birçok hizmette taşeron firmalar ile alt işveren ilişkisi kurulduğunu, yapılan alt işveren ilişkisinin kanunen geçerli olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alt işveren ile 5393 sayılı Kanun çerçevesinde hukuki ve yasal bir alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2018/915 Esas, 2019/1204 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamındaki belgeler ve tanık beyanlarından davacı ile kadrolu çalışan diğer şoförlerin aynı işi yaptığı, davacı işçinin aslında Belediyenin aynı işi yapan kadrolu şoförleri ile tamamen aynı şartlarda işe alınıp çalıştırıldığı halde alt iş veren işçisi gibi kağıt üzerinde gösterildiği, alt işveren görünen ve ihale ile zaman zaman değişen firmaların işçi tedarikçisi olarak fonksiyon gördüğünün anlaşıldığı, bu anlamda muvazaanın varlığı kabul edilerek buna göre hesaplamaların yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 02.06.2020 tarihli ve 2020/624 Esas, 2020/442 Karar sayılı kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 04.02.2021 tarihli ve 2020/2186 Esas, 2020/3615 Karar sayılı ilâmı ile, "Somut olayda, davacı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden sendika ile davalı ... arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia etmiş, İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinin tamamından yararlanabileceği kabul edilmiş ise de davacının söz konusu toplu iş sözleşmelerinden yararlanması için sendikaya üye olması, üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gerektiği, davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılmasının başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmasına imkan vermeyeceği gözetilmeksizin dava konusu alacaklara hükmedilmesi isabetli olmadığından tüm dosya kapsamı ile 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesi değerlendirilmek suretiyle davacının üyeliğinin hangi tarihte davalı Belediyeye bildirildiği ve Toplu iş sözleşmelerinden hangi tarih itibarı ile faydalanabileceği belirlenmeli sonucuna göre Toplu İş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret talepleri ile ilgili bir karar vermek gerekirken açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup" gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı bozularak ortadan kaldırılmasına, karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki belgelerden davacının 16.12.2013 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı ve 11.12.2013 tarihinde sendika üyesi olduğunun anlaşıldığı, dosyaya celp edilen toplu iş sözleşmeleri incelendiğinde davacının üyelik tarihinde yürürlükte olan 01.03.2012 - 28.02.2014 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinin 24.03.2012 tarihinde imzalandığının anlaşıldığı, davalı ... yazı cevabından 27.02.2018 tarihli sendika yazısı ile davacıyla ilgili üyelik bildiriminin yapıldığının bildirildiği anlaşıldığı, davacının 24.03.2012 tarihinde imzalanan 01.03.2012- 28.02.2014 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesi döneminde imza tarihinden sonra üye olduğunun anlaşıldığı, 01.03.2014- 28.02.2017 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinin 20.03.2014 tarihinde imzalandığı, davacının bu sözleşme imza tarihinden önce sendika üyesi olduğu anlaşılmakla hesaplamalar davacı için 01.03.2014- 28.02.2017 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesine göre yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile aralarında iş ilişkisinin bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, bilirkişi raporunda hesaplamaların hatalı yapıldığını, idarelerinin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin hesaplamalarda esas alınamayacağını, davacının alacaklarının tam olarak ödendiğini, 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediyeden yararlanmayacağını ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve bu bağlamda işçilik alacaklarının tahsilinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2.Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden hangi tarihten itibaren yararlanması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gereklidir.

    3.Dairemizin yukarıda belirtilen bozma ilâmında, davalı Belediyenin asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından faydalanması için tek başına yeterli bir kriter olmadığı açılanarak davacının üyeliğinin hangi tarihte davalıya bildirildiğinin tespitiyle bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi için Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    4.Bozma ilâmına uyan Mahkemece 11.12.2013 tarihinde sendika üyesi olan davacının üyeliğinin 27.02.2018 tarihli Sendika yazısıyla davalıya bildirildiğinin tespit edilmesine karşın davacı için alacak hesabının 01.03.2014-28.02.2017 tarihleri arasındaki geçerli toplu iş sözlemesine göre kabul edilmesi isabetsizdir. Davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden faydalanması, ancak davacının üyeliğinin bu işverene bildirimi ile mümkündür. Açıklanan nedenle kararın tekrar bozulması gerekmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi