19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7613 Karar No: 2017/2232 Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/7613 Esas 2017/2232 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalıdan 10/05/2011 tarihli bir satış sözleşmesine ek olarak toplam 7.500 TL değerinde 21 adet bono aldığını ve bu bonolar ile satış sözleşmesinin kefil olarak imzalattırıldığını, kefaletin yok hükmünde olduğunu iddia etmiş ve davalının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının senetlerin imzalandığı tarihte reşit olmadığının sabit olduğunu dizerek, davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalının tanzim tarihi itibariyle davacının reşit olmadığını bildiği hususu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının hükmedilemeyeceğine karar verilmiştir. Mahkeme kararı temyiz edilmiştir. Kanun maddeleri: MK 2, İİK 52.
19. Hukuk Dairesi 2016/7613 E. , 2017/2232 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı asil, davalının asıl borçlu ..."dan 10/05/2011 tarihli satış sözleşmesine ek olarak toplam 7.500 TL değerinde 21 adet bono aldığını ve bu bonolar ile satış sözleşmesinin kefil olarak tarafına imzalattırıldığını, bu tarihte 18 yaşını ikmal etmediğini, kefaletin yok hükmünde olduğunu, söz konusu bonolar ve satış sözleşmesine dayanılarak icra takibi başlatıldığını belirterek, Bandırma 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1982 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının davaya konu senetleri imzaladığı esnada ayırt etme gücüne ve temyiz kudretine haiz bulunduğunu, davacının söz konusu borçtan kurtulmak gayesi ile kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını, davacının ergin olduktan 5 yıl sonra borçlandırıcı işlemin iptaline yönelik dava açmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının senetlerin keşide tarihinde reşit olmadığı sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ancak davalının tanzim tarihi itibariyle davacının reşit olmadığını bildiği hususu ispatlanamadığından davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.