7. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4736 Karar No: 2021/12017 Karar Tarihi: 07.10.2021
5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/4736 Esas 2021/12017 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karar, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilmiş bir hükümdür. Mahkeme tarafından verilen kararın temyizi yapılmıştır ve Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından incelenmiştir. Daire, 7242 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında sanık lehine olan hükümler göz önüne alınarak, yerel mahkemenin yasal koşulların oluşup oluşmadığına karar verme görevi olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, suça ilişkin olan benzer bir dosya da var olduğu ve bu dosyanın da incelenerek sanığın zincirleme suç hükümlerine tabi tutulup tutulamayacağının tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri arasında 5607 sayılı Kanunun 3/22. ve 5/2. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi, 7242 sayılı Kanunun 61. ve 63. maddeleri, ve 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası sayılabilir.
7. Ceza Dairesi 2019/4736 E. , 2021/12017 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, 2) Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından; İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 12.07.2014 olduğu, iddianame düzenleme tarihinin ise 06.05.2015 olduğu, UYAP"ta yapılan kontrolde; Temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılan İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/361 E.-2015/550 K. sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 21.07.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 06.07.2015 olduğu, Anılan dosyalarda sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyaların incelenip, gerektiğinde birleştirilerek, sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.