Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/739
Karar No: 2013/2739

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/739 Esas 2013/2739 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/739 E.  ,  2013/2739 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.

    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Hükmün, davacı Kurum vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair, diğer davalılar vekili ve davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

    2-5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de , söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi olup, söz konusu maddeye göre....rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle, 3. kişinin, yani, sigortalı dışında kalan bir başka kişinin, suç sayılır hareketinin mevcut olması ve bu sebeple sigortalıya Kurumca yardım yapılması gerekir.
    ...
    Aynı Yasanın aynı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...araç sahiplerine...” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 27.03.2002 tarih 2001/343 Esas, 2002/41 sayılı Kararı ile Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermesi karşısında, Yasanın 63. maddesindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı karşısında; kazaya konu aracın kaydi maliki olan davalı ..."ın işleten sıfatı yoksa sorumlu tutulamayacak, araç maliki aynı zamanda işleten ise, sorumlu tutulacaktır. Burada değerlendirilmesi gereken husus davalının işleten sıfatı ile sorumlu olup olamayacağına ilişkindir. Trafik sicilinde adı kayıtlı bulunan kişi, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan çıkar sağlıyor ise, karşılığında hem şekli, hem de maddi anlamda işletenlik sıfatı birleşmiş olur.

    2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatı ile sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişinin işleten olduğu, ancak ilgilisi tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikenin kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu olduğu ispat edilirse, bu kişinin, işleten sayılabileceği hükme bağlanmıştır.

    Hal böyle olunca, vefat eden sigortalının bulunduğu aracın trafik kaydında malik görünen davalı ..."ın, 1479 sayılı Yasanın 63 ve 2918 sayılı Yasanın 3. maddesi kapsamında işleten sıfatının varlığı araştırılarak yöntemince belirlenmesinden sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    ...

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi