11. Hukuk Dairesi 2018/3368 E. , 2019/4862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/490 E- 2016/586 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 03/05/2018 tarih ve 2017/1609 E- 2018/490 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin "Z ZİLAN" ibareli marka başvurusunun ilanı üzerine davalının "Z ZİYLAN" ibareli markasını mesnet göstererek yaptığı itirazı sonrasında TPMK MDB tarafından davacı başvurusu kapsamından bir kısım hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, karara her iki tarafın da itiraz ettiğini, davacı itirazının nihai olarak TPMK YİDK tarafından red edildiğini, davalı itirazının ise kabul edilerek davacı başvurusunun tüm mal ve hizmetler yönünden reddine karar verildiğini, oysaki davacı şirketin daha önce 35. sınıfta yer alan hizmetlerde 2002 02692 sayı ile tescilli “ZİLAN” ibareli markası bulunduğunu, davalı şirket itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraf markalarının hitap ettiği müşteri kitlesinin farklı olduğunu, kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK’nun 2015-M-8942 sayılı kararının iptaline, davacı marka başvurusunun davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, Ziylan Group’un tamamı tescilli tanınmış markaları bulunduğunu, tek harf farkı olan markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, markalar kapsamındaki malların aynı/benzer/ilişkili olduğunu, markalar arasında işaretsel benzerlik bulunduğunu, 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu markanın tescilinin mümkün bulunmadığı, ancak davacı Şirketin “ZİLAN” ibareli marka üzerinde 35. sınıf 06. alt grupta başvurusu yapılan hizmetler açısından 2002 02692 sayı ile tescilli markadan doğan müktesep hakkının bulunduğu ve bu doğrultuda davaya konu markanın 35/06. alt grubunda başvurusu yapılan hizmetlerde tescil edilmesi gerektiği, davalının kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK’nın 2015-M-8942 sayılı kararının 35/06 alt grubunda yer alan ve başvurusu yapılan hizmetler bakımından kısmen iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka başvurusunun reddine dair TPMK YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı, 2013 19379 sayılı "Z ZİLAN" ibareli 06.,08.,17., 20. ve 35. sınıf tüm alt gruplar ve 35/06. alt grubunda 06, 08, 09, 11, 17, 20 ve 21. sınıf mallar için marka tescil başvurusunda bulunmuş, mahkemece, davacı adına 35/06 sınıftaki genel mağazacılık hizmetlerinde 2002 02692 sayı ile önceden tescilli “ZİLAN” ibareli markasının, davacının başvuru markasında 35. sınıftaki bazı malların parakendeciliği hizmetleri yönünden müktesep hak teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK kararının 35/06 alt grubunda yer alan ve başvurusu yapılan hizmetler bakımından kısmen iptaline karar verilmiş ise de, davacının 2002 02692 sayılı önceki markasındaki genel parakendecilik hizmetlerinin tek başına başvuru konusu markaya mütesep hak teşkil etmesi mümkün değildir. Kazanılmış haklar ilkesinden hareketle marka sahibinin aynı mal ve hizmetler yönünden yeni bir marka başvurusunda bulunması mümkün olmakla birlikte, yeni marka oluşturulurken başkalarının markalarına da yanaşılmaması gerekmektedir. Bu kapsamda davacının ancak önceki parakendecilik ve mağazacılık markası kapsamında fiilen satışını yapmış olduğu mallar ile adına önceden tescilli aynı asıl unsurlu markaları kapsamında yer alan malların mağazacılığı hizmetleri yönünden müktesep hak iddiasında bulunabilecek olmasına göre, mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmaksızın hatalı gerekçeyle 35/06 sınıfta başvuruda yer alan tüm mallar yönünden müktesep hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı kurum yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.