5. Hukuk Dairesi 2016/25994 E. , 2017/23549 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 23/11/2015 gün ve ... Esas - ... Karar sayılı ilama karşı davacı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş; bu karara karşı, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteği yerinde değildir. Ancak;
13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve ... sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atılmış olup, 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile,
Dairemizin 23/11/2015 tarih ve ... Esas - ...Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurumaya elverişli değildir. Şöyle ki;
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri Kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedel davalarında da kıyasen uygulanır.
Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmaza değer biçilirken, emsal olarak alınan taşınmazın fiyat artış endeksleri uygulandıktan sonra bulunan bedeli sonucunda satışların gerçeği yansıtmadığı, üstelik Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin incelenmesinde, dava konusu taşınmaz emsal taşınmazdan 1.14 kat daha değerli olduğu halde 12.5 kat değerli olduğunun kabulü suretiyle değer biçildiğinden rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü"nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi,
2-13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve ...-... sayılı kararı ile;
6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atılmış olup, 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazı doğrultusunda BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.