11. Hukuk Dairesi 2019/3030 E. , 2020/1214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2016 tarih ve 2014/362 E- 2016/240 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/04/2019 tarih ve 2018/988 E- 2019/424 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 117640, Özel/02145 ve 2005/40489 sayılı “DURU” ve bir çok tescilli “DURU” esas unsurlu tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şahsın 2012/73383 sayısı ile davalı Kurum nezdinde “DAS DURU ALTINSARAYI+ŞEKİL” ibareli markanın 14. sınıftaki emtialarda müvekkilinin 2005/40489 sayılı markası ile aynı emtialarda adına tescili için başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK’in 2014-M-9914 sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı şahsın markasının 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi gereğince tescil edilmemesi gereken benzer bir marka olduğunu, dava konusu markanın tescili halinde tüketicinin markayı müvekkilinin markalarının serisi olarak algılayacağını, tescili talep edilen markadaki “DAS” ve “ALTINSARAYI” ibaresinin markalar arasındaki ayırt edilemeyecek derecedeki benzerliği ortadan kaldırmadığını, müvekkilinin “DURU” ibareli markalarının tanınmış olduğunun Yargıtay denetiminden geçen yargı kararları ile de kabul edildiğini ileri sürerek, YİDK’in 07/07/2014 tarih 2014-M-9914 sayılı kararının 556 sayılı KHK 7/1-ı ve 8/4 maddeleri gereğince iptaline, tescil edilmesi halinde davalının 2012/73383 sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, dava konusu başvuru ile davacının markaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde tamamen ayırt edici olduğunu, markaların arasında ilişkilendirme ve karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, tescili istenilen markadaki yaratılan algının davacı markalarından farklı olduğunu, vurgunun markanın tamamına yapıldığını, dava konusu marka ile tescil edilmek istenilen sınıfın tüketici kesiminin yüksek düzeyde titiz alıcılar olması sebebiyle somut olayda alıcıların işaretleri karıştırmasının mümkün olmadığını, markalar benzer olmadığından tanınmışlık açısından değerlendirme yapılamayacağını, YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, “DAS DURU ALTINSARAYI” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “DURU” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının “DURU” ibareli markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış marka olduğu, somut olayda, davalı markası kapsamında, davacı emtia listesinden farklı bir mal bulunmadığından, işbu maddenin uygulanmasına yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2014-M-9914 sayılı kararının iptaline, 2012/73383 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK"dan alınmasına, 11/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.