10. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3372 Karar No: 2019/2813 Karar Tarihi: 14.05.2019
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2017/3372 Esas 2019/2813 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında durumu şüpheli görülerek yapılan aramada bir bıçak ele geçirilmiş, daha sonra sanığın üzerinde 0.900 gr. hint keneviri bulunduğu söylenmiş ancak arama emri olmadığı için bu hususa ilişkin kararda bozma düşüncesi olmamıştır. Sanık hakkında daha önce aynı suçtan tedavi veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamıştır. Bu nedenle ilk olarak tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış, yükümlülüklerini ihlal eden sanık daha sonra yargılanmış ve hüküm kurulmuştur. İnfaz aşamasında ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanması mümkün görülmüştür. Kanun maddesi uyarınca, sanık hakkında verilecek cezanın infazı, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesinden sonra gerçekleştirilecektir. Karar, gerekçeli kararda yer alan delillerle birlikte alınmıştır. Kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesidir.
10. Ceza Dairesi 2017/3372 E. , 2019/2813 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dosya kapsamına göre; olay tarihinde durumundan şüphelenilerek üzerinin aranmasında bir adet bıçak ele geçirilen sanığın, hakkında işlem yapılmak üzere polis merkezine götürüldüğü esnada, kullanmak amacıyla üzerinde bulundurduğunu söylediği 0,900 gr. hint kenevirinin, Cumhuriyet savcısından alınacak yazılı arama emri veya mahkemeden alınacak arama kararı ile yapılacak detaylı üst aramasında ele geçirilebileceği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Adli sicil kayıtları ve UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanık hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan dolayı açılmış başka bir dava nedeniyle verilip kesinleşmiş herhangi bir tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin bulunmadığı anlaşıldığından, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının sanık lehine uygulanma şartlarının bulunmaması nedeniyle, bu suçtan dolayı ilk olarak doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkında yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmuş olması, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına uygun olduğundan, bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 14/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.