.......
Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının işlemiş yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, davalı kocaya, 13.06.1989 tarihinde ölen ilk eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanıp 19.08.2006 tarihine kadar ödeme yapıldığı, davalı kocanın 27.12.1989 tarihinde ikinci defa evlenmesine rağmen, 20.01.1990-19.08.2006 arası dönemde ilk eşinden dolayı kendisine 20.374,86 TL aylık ödemesi yapıldığı dosya kapsamıyla sabit ve ihtilafsız bulunmaktadır.
Kabule dair önceki karar, hükmüne uyulan Dairemizin 15.02.2011 tarih 2009/11202 E. 2011/1618 K. sayılı ilamıyla; “Davalının, aylıktan kaynaklanan yersiz ödemeleri iade yükümünün 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin (a) ve (b) bentleri hükmü uyarınca irdelenip belirlenmeksizin yazılı biçimde karar tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Diğer taraftan, davanın, asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsiline yönelik bulunmasına rağmen, davacı Kurum lehine takdir edilecek vekâlet ücretinin kabule konu asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı üzerinden belirlenmesi gereği gözetilmeksizin, sadece asıl alacak tutarı üzerinden vekâlet ücreti takdir edilmesi isabetsiz bulunmuştur.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde elde edilen ve davalı imzasını içeren 19.06.1989 tarihli tahsis talebi örneğinde; durum değişikliklerini derhal Kuruma bildirmeyenlere yapılan yersiz ödemelerin yasal faizi ile geri alınacağının ve suç duyurusunda bulunulacağının belirtilmiş olması karşısında, mahkemece, iade yükümünün 5510 sayılı Yasanın 96/(a) bendi kapsamında değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, anılan bentte; hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla 10 yıllık sürede yapılan ödemelerin yapıldığı tarihlerden itibaren
./..
-2-

hesaplanacak yasal faizi ile birlikte geri alınacağının öngörülmesine rağmen, bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın 20.01.1990-19.08.2006 arası döneme ait 20.374,86 TL yersiz ödemenin tamamının tahsiline hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
O halde; davalı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 19.02.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.

.....