15. Ceza Dairesi 2017/9805 E. , 2020/1000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ... hakkında ayrı ayrı TCK"nın 158/1-d, 62, 52/2-4, 53/1-3, 58/6, 204/1-3, 43/1, 53/1-3, 58/6 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanıklar ... ve ... hakkında ayrı ayrı TCK"nın 158/1-d, 62, 52/2-4, 53/1-3, 204/1-3, 43/1, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık ... müdafi ile sanıklar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’nin, katılan ...’e ait olup sözleşme kapsamında...Oto Kiralama isimli iş yerine kiralanmış olan... plakalı aracını üç gün için kiraladığı, sanık ... tarafından, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ancak katılan ... adına tanzim edilmiş sahte sürücü belgesi ve araç ruhsatı ile birlikte sanık ...’ye... 6 Noterliğinde satış yetkisi içeren vekaletnamenin verildiği, sanık ... tarafından ise, aracın 8.600 TL bedelle satılması konusunda katılan ... ile anlaşma sağlandığı ve sanık ... tarafından, satımın tamamlanması amacıyla katılanın iş yerinde çalışan tanık ...’e vekaletname verildiği, aracın...Oto Kiralama isimli iş yerine teslim edilmemesi ve çalıntı ihbarı üzerine, polis ekipleri tarafından aracın katılan ...’den alınarak, katılan ...’e teslim edildiği, sanık ...’un ise, diğer sanıklar arasında elde edilen menfaatin paylaştırılmasında görev aldığı, bu suretle sanıkların nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
Sanıklar, katılan ve tanık beyanları, tutanaklar, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 82 ve 89 maddeleri gereğince kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde olan araç satış sözleşmesi ve vekaletnameler ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların mahkumiyetlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Karar gerekçesinde belirtildiği haliyle, sanıkların kamu kurumu olan noteri vasıta kullanarak 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi gereğince cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de; noterliğin bir kamu hizmeti olmasına rağmen TCK"nın 158/1-d maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde olmadığı ancak sanıkların iştirak iradesi ile hareket ederek kamu kurumu olan Emniyet Müdürlüğünün maddi varlığı olan araç ruhsatı ve sürücü belgesini sahte olarak tanzim ederek kullanmış olmaları nedeniyle TCK’nın 158/1-d maddesi gereğince ceza hükmü kurulmasının kanuna uygun olması karşısında, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanıkların temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Sanığın tüm aşamalarda alınan ifadesinde, sanıkları ve katılanları tanımadığını ve suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, katılanların ayrıntılı ifadelerinde, sanık ...’un bir eyleminden bahsedilmediği, sanıkların ise ifadelerinde, ...’u tanımadıklarını beyan ettikleri, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 135. maddesi gereğince yargılamaya esas alınamayacak olan iletişimin tespiti ve dinlenmesi kayıtlarına göre, ... isimli kişinin sanıklar ..., ..., ... ve ... arasındaki menfaatin paylaşılmasında görev aldığının tespit edildiği ancak sanığın... isimli iş yerinin sahibi olması nedeniyle tape kayıtlarındaki ... isimli kişi olduğuna ve katılanlara yönelik suçlara iştirak ettiğine dair mahkumiyetine yeterli somut ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hakkında mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 27/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.