19. Ceza Dairesi 2019/31305 E. , 2020/5076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNIS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması gerekirken, sanığın yokluğunda verilen 16/12/2014 tarihli kararın doğrudan MERNÎS adresine Tebligat Kanun"un 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında, öğrenme üzerine sunulan sanığın 21/04/2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü ile temyiz isteminin süreden reddine ilişkin 15/07/2015 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek 16/12/2014 tarihli hükmün yapılan incelemesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1. maddesinde düzenlenen yoklama kaçağı, bakaya, geç iltihak suretiyle bakaya ve saklı suçlarının oluşması için, suç failleri hakkında öncelikle 1111 sayılı Askerlik Kanunu"nun 89/4. maddesinin (a), (b), (c), (d) veya (e) bentlerinde yer alan kabahatlerin herhangi birinden dolayı kesinleşmiş bir idari para cezasının bulunması gerektiği;
Somut olayda, sanığa tebliğ edilen Tercan İlçe İdare Kurulu tarafından verilen 17/10/2012 tarih ve 193 Karar sayılı idari para cezasının tebliğine dair tebligatın incelenmesinde tebliğ memurunun adı ve soyadı ile imzasının bulunmadığı görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 9. bendi ile Tebligat Yönetmeliğinin 35/1. maddesinin (ğ) bendi gereğince "tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzası" tebliğ evrakında bulunması zorunlu unsurlardandır.
Bu durumda, idari para cezası tebligatının sanığa usulüne uygun tebliğ edildiğinin kabulü mümkün olmadığı, dolayısıyla geçerli bir tebligattan ve idari para cezasının kesinleşmesinden bahsedilmeyeceği anlaşıldığından yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre ise;
1) Hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 1111 sayılı Kanun"a 6582 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile eklenen geçici 52. maddesi ile bedelli askerlik hakkı getirilmiş olup, son fıkrasında " ....Bu madde hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında saklı, yoklama kaçağı ve bakayadan dolayı idari ve adli soruşturma ve kovuşturma yapılmaz, başlatılmış olanlar sona erdirilir ve bu suçlara ilişkin kesinleşmiş idari para cezaları tahsil edilmez " şeklinde düzenleme getirildiği, sanığın temyiz dilekçesinde askerliğini bedelli olarak yaptığını belirterek bedellli muafiyetinden yararlandığına dair Yakutiye Askerlik Şubesi Başkanlığının 21/04/2015 tarihli yazısını ibraz ettiği dikkate alındığında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2) Sanık hakkında bakaya suçundan temel ceza belirlenirken uygulama maddesi olan As.C.K.’nın 63/1 -b maddesi yerine As.C.K.’nm 63/1 maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle TCK"nm 52. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.