12. Ceza Dairesi 2019/13165 E. , 2020/3241 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1, 50/4, 52/2, 4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın idaresindeki araçla yerleşim yeri içinde, iki şeritli tek yönlü yolda seyir halinde iken, yolun solundan orta refüjden kaplamaya inen yaya olan ölene çarptığı olayda, tali kusurlu olan sanığın mahkumiyetine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında iddianameyle talep edilmesine karşın TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınması konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, bu husus mahkemenin takdirinde olup, takdirin bu yönde kullanıldığı kabul edildiğinden tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin sanığın fren ve direksiyon tedbirine başvurduğu, bunun görüntülerden de anlaşıldığı, yayaların yasak olan yerden geçtiği, müştekinin de kusurlu olduklarını kabul ettiği, sanığın kusurunun olmadığı, cezanın hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkin mahalli Cumhuriyet savcısının ise yasaya aykırı gerekçe ile sanık hakkında TCK"nın 53/6. maddesinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine / (b) bendinde yer alan ""suçun işlenmesinde kullanılan araçlar"" gerekçesine / (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında hükmedilen taksitli adli para cezasının taksitlerinin hangi aralıkta ödeneceği belirtilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanığa verilen temel cezanın belirlenmesinde gösterilen diğer gerekçeler yasal ve yeterli olduğundan, hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde yer alan ""kullanılan araç, amaç ve saiki, kastın ağırlığı" ibarelerinin hükümden çıkartılması, yine hükmün 6 nolu bendindeki “24 eşit taksit halinde” ibaresinin “birer ay ara ile 24 eşit taksit halinde” ibaresi ile değiştirilmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.