19. Ceza Dairesi 2019/27818 E. , 2020/5073 K.
"İçtihat Metni"
İzin tecavüzü suçundan sanık ..."in, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-b ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Askeri Mahkemesinin 14/10/2005 tarihli ve 2005/181 Esas, 2005/346 Karar sayılı kararın kesinleşmesini müteakip, lehe hükümlerinin uygulanması amacıyla yapılan uyarlama yargılaması sonunda, 1632 sayılı Kanun"un 66/1-b ve 5237 sayılı Kanun"un 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Askeri Mahkemesinin 08/04/2010 tarihli ve 2005/181 Esas, 2005/51 Karar sayılı kararının kesinleşmesini takiben, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 1632 sayılı Kanun"un 66/1-b ve 5237 sayılı Kanun"un 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2018 tarihli ve 2017/452 Esas, 2018/169 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 20/03/2019 tarihli ve 94660652-105-13-14460-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/04/2019 ve 2019/35213 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
“Dosya kapsamına göre, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 03/02/2014 tarihli ve 2013/23474 esas, 2014/2417 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve zamanaşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, somut olayımızda sanık hakkında Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Askeri Mahkemesinin 14/10/2005 tarihli ve 2005/181 esas, 2005/346 sayılı kararına konu ilk kararın itiraz edilmeksizin 13/05/2010 tarihinde kesinleştiği, Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/594 esas, 2016/202 sayılı kararına konu ikinci suçun ise 13/05/2015 tarihinde işlendiği ve söz konusu bu kararın 04/04/2016 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanık hakkında duran zamanaşımı süresinin ikinci suçun işlenme tarihi olan 13/05/2015 tarihinde yeniden işlemeye başladığı, suç tarihi olan 22/04/2003 tarihi ile hükmün açıklanarak mahkûmiyet kararının verildiği 28/02/2018 tarihleri arasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/02/2018 tarihli ve 2017/452 Esas, 2018/169 Karar sayılı kararının CMK’nin 309/4-d. maddesi uyarı nca BOZULMASINA, suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2. maddelerine göre asli zamanaşımının 5 yıl, olağanüstü zamanaşımının 7 yıl 6 ay olduğu, 5271 sayılı CMK"nun 231/8-c maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 13/05/2010 tarihinden itibaren denetim süresi içinde işlenen 13/05/2015 tarihli suça kadar zamanaşımı süresinin durduğu, 13/05/2015 tarihli suçun işlenmesiyle zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiği gözetildiğinde denetim süresinin başladığı tarihle 2. suçun işlendiği tarih arasında geçen süre de dikkate alınarak hükmün açıklandığı 28/02/2018 tarihine kadar, 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE, 03/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.