Sahte belge kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8663 Esas 2019/1764 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/8663
Karar No: 2019/1764
Karar Tarihi: 20.02.2019

Sahte belge kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8663 Esas 2019/1764 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura kullandığı iddiasıyla açılan kamu davasında suçlu bulunmuş ve mahkumiyet kararı verilmiştir. Sanığın savunması ile vergi raporlarında belirtilen sahte fatura kullanım oranının yüksekliği göz önünde bulundurularak, gerçeğin tespiti için bazı adımların atılması gerekmektedir. Bu adımlar arasında fatura içeriklerinin ayrıntılarının sorularak ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, vergi tekniği raporunun incelenmesi, aynı mükellef hakkında açılan davanın araştırılması ve dosyanın incelenmesi, faturaları düzenleyen şirket yetkilisinin tanık olarak dinlenmesi ve faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi gibi adımlar yer almaktadır. Mahkeme kararında, sanığın hükümleri BOZULMUŞ ve TCK'nin 43. maddesinin uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesi kararının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi         2016/8663 E.  ,  2019/1764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte belge kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mükellef/sanığın, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura kullandığı iddia olunarak açılan kamu davasında; sanığın, “Şoför olarak çalışan ... isimli bir arkadaş bu faturayı kendisi bastırmış. Sonra ben vergi dairesini, maliyeyi ve polis karakolunu kendim aradım. Kendim haber verdim. Ben kendim sahte fatura düzenlemedim.” şeklindeki suçlama ile ilgisiz savunması; vergi denetmenine verdiği ifadesinde, “Biz bu malları aldık ödemelerini elden yaptık.” demesi ancak savunmasını destekleyecek ödeme belgesi sunamaması; vergi raporlarında ise, sanığın sahte fatura düzenleyen ... Gıda...Ltd. Şti."nden, 2010 yılında 34 adet, 2011 yılında 27 adet fatura alıp KDV indiriminde kullandığı, sahte fatura kullanım oranının 2010 yılında %50, 2011 yılında %20 gibi yüksek rakamlarda ve üst üste iki yılda olduğundan sanığın bilerek sahte fatura kullandığının belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    1- Sanığın savunması kapsamında fatura içeriklerinin ayrıntılarının sorularak ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmeye çalışılması,
    2- ... Gıda...Ltd. Şirketi hakkında düzenlenen 11.06.2012 tarihli 2012-A-806/16 sayılı vergi tekniği raporunun ilgili vergi dairesinden getirtilerek incelenmesi;
    3- Aynı mükellef hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyanın getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    4- Faturaları düzenleyen şirket yetkilisinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilesinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadığının sorulması,
    5- Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
    a) Faturayı düzenleyen şirkete ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullanan mükellefe ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
    b) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan mükellefin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    6- Kabule göre;
    a) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK’nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 20.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.