Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/10234
Karar No: 2022/103
Karar Tarihi: 12.01.2022

Danıştay 10. Daire 2019/10234 Esas 2022/103 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/10234 E.  ,  2022/103 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/10234
    Karar No : 2022/103


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : …
    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 01/02/2010 tarihinde gerçekleştirilen safra kesesi ameliyatının özensiz yapılması sonucu koledok yaralanmasına sebebiyet verildiği, ameliyat sonrasında geç ve hatalı düzeltici operasyon yapılarak karaciğer nakline yol açıldığı ileri sürülerek uğranılan zararlara karşılık 10.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın ameliyat tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; olaya yönelik olarak Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı rapor dikkate alındığında, safra kesesi ameliyatına yönelik Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tetkik ve tedavilerde hizmet kusuru bulunduğuna ilişkin bir saptama bulunmadığından, davacının maddi tazminat isteminin reddi gerektiği; manevi tazminat istemi yönünden ise, gerçekleştirilen safra kesesi ameliyatı sonucu koledok yaralanmasına sebebiyet verildiği, akabinde ortaya çıkan bedensel rahatsızlıklar nedeniyle yapılan ameliyatlar karşısında, olayın oluş şekli ve zararın niteliği nazara alındığında, olay ile idarenin eylemi arasında doğrudan bir nedensellik bağı olduğundan davacının uğradığı manevi zararların tazmininin hakkaniyete uygun olacağı, bu durumda, ortaya çıkan sağlık sorunları ile sunulan sağlık hizmeti kapsamındaki tıbbi uygulamalar arasında illiyet bağı bulunduğundan, bu durumun davacıda, safra kesesi ameliyatının gerektiği gibi yürütülmediği yönünde şüphe, endişe ve üzüntüye yol açtığı, 2010 yılında safra kesesi ameliyatıyla başlayan, sonrasında günümüze kadar farklı sağlık sorunları (karaciğer sorunu gibi) şeklinde kendini gösteren ve süregelen uzun ve yıpratıcı tedavi süreçleri nedeniyle davacının maruz kaldığı acı, elem ve üzüntünün hafifletilebilmesi amacıyla davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/05/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge idare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca uyuşmazlıkta davalı idareye yöneltilebilecek bir hizmet kusuru olmadığı, manevi tazminata hükmedebilmek için gerekli koşul olan hizmet kusuru bulunmaksızın manevi tazminat isteminin kabulüne olanak bulunmadığı, bu durumda, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararın, davanın reddine ilişkin kısmına yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine, davanın kabulüne ilişkin kısmına yönelik davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, sosyal devlet ilkesi gereği bedensel zarara uğrayan hastanın korumasız ve çaresiz bırakılmaması, uygun bir tazminat ödenmesi gerektiği, ağır bir kusurun ancak maddi ve manevi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınacağı, kapalı yöntemle başlayan safra kesesi ameliyatında ana safra yolunun kesilmesinin açık bir tıbbi uygulama hatası olduğu, bu durumun beceri kusuruna dayandığı, açık ameliyata geçildiğinde de güncel olmayan ameliyat yönteminin tercih edildiği, roux-y yönteminin uygulanmadığı, anastomoz darlığı ve kolanjit atakları gelişmesine, karaciğer nakline aday bir hasta olmasına neden olunduğu, Adli Tıp Kurumu raporunun gerçeği yansıtmadığı, uygulanması gereken tedavi protokollerinin incelenmediği, çağdaş tıp ve meslek kurallarından bahsedilmediği, bahse konu ameliyata ilişkin tutulan ameliyat defteri ile daha sonra tedavi görülen İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde bulunan hasta dosyasının getirtilerek Adli Tıp Üst Kurulundan veya üniversitelerin ilgili birimlerinden yeniden rapor alınması gerektiği, temyize konu kararın Danıştay ve AİHM içtihatlarına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın, maddi tazminata ilişkin kısmının onanması, manevi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacının, sağ üst kadran ağrısı ve şişkinlik şikayetiyle başvurduğu Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kolelitiazis (safra kesesi taşı) tanısıyla 01/02/2010 tarihinde kolesistektomi (safra kesesinin alınması) ameliyatına alındığı, ameliyatın kapalı olarak başladığı, sistik kanalın kesilmesinden sonra safra kesesiyle bağlantılı bir kanal daha olduğunun fark edildiği, o kanalın da kesilerek safra kesesinin çıkarıldığı, çıkarılan safra kesesi incelendiğinde ilk kesilen kanalın sistik kanal, daha sonra kesilen kanalın koledok (ana safra kanalı) olduğunun anlaşılıdığı, akabinde açık ameliyata geçilerek koledokojejunostomi (ana safra kanalı ile ince bağırsağın orta kısmı olan jejunum arasında bir bağlantı oluşturmak için yapılan cerrahi bir uygulama) ameliyatının yapılmasından sonra ameliyatın sonlandırıldığı, yatarak uygulanan takip ve tedavisinin ardından 10/02/2010 tarihinde önerilerle taburcu edildiği, 2012 yılında kaşıntı ve sarılık şikayetleriyle Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvurduğunda benign bilier strüktür (ana safra kanalı ile jejunum arasındaki bağlantı yerinde darlık) tanısıyla metalik stent takıldığı, muhtelif tarihli hastane başvurularında söz konusu bağlantı yerindeki enfeksiyon nedeniyle karaciğerde ve batında görülen yaygın apsenin drene edildiği, metalik stentin değiştirildiği, davacı tarafından, tedavisi devam etmekte iken Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 01/02/2010 tarihinde gerçekleştirilen safra kesesi ameliyatının özensiz yapılması sonucu koledok yaralanmasına sebebiyet verildiği ileri sürülerek olay nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle 18/05/2016 kayıt tarihli dilekçeyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı; İdare Mahkemesince, olayda idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve … sayılı raporda özetle, '"davacıya, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Dr. … tarafından taşlı safra kesesi nedeniyle 01/02/2010 tarihinde yapılan ameliyatın endikasyonun bulunduğu, aydınlatılmış onam formu imzalatıldığı, ameliyatın laparoskopik yöntemle usule uygun olarak gerçekleştirildiği, bu esnada koledokta meydana gelen yaralanmanın komplikasyon olarak değerlendirildiği, açık ameliyata geçilerek koledoko-jejunal anastomoz yapılmasının doğru bir yaklaşım olduğu ve hastanın düzelme ile taburcu edildiği, bu ameliyatlarda anastomoz hattında darlık ve enfeksiyon meydana gelebileceği, geç dönemde ortaya çıkan anastomoz yerinde darlık ve abse odakları için gerek bu hastanede, gerekse üniversite hastanelerinde uygun girişim ve tedavilerin yapılmış olduğu, davalı tarafa atfı kabil ihmal ya da kusur tespit edilmediği'' yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

    A) Temyiz İstemine Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Davanın Kısmen Reddine (Maddi Tazminat İsteminin Reddine, Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Reddine) İlişkin Kısmına Yönelik Davacının İstinaf Başvurusunun Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen Bölge İdare Mahkemesi kararının; İdare Mahkemesi kararının, davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısımlarına yönelik davacının istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    B) Temyiz İstemine Konu Bölge İdare Mahkemesi Kararının, İdare Mahkemesi Kararının Davanın Kısmen Kabulüne (Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne) İlişkin Kısmına Yönelik Davalı İdarenin İstinaf Başvurusunun Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
    Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlamaktadır. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve varsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli, idari faaliyetin niteliği ve idarenin sorumluluk sebebi gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    Buna göre manevi tazminat takdir edilirken, davacı(lar) yönünden, manevi tatmin duygusunu sağlamaya yetecek, zarara yol açan idari faaliyet sonucu duyulan elem ve ızdırabın kişi üzerindeki etki ve ağırlığını karşılayacak düzeyde olmasına; davalı(lar) yönünden ise, hakkaniyet sınırlarını aşmayan, ölçülü, adil dengeyi sağlayacak ve aşırı mali külfet oluşturmayacak makul bir seviyede olmasına dikkat edilmesi gerektiği açıktır.
    Olaya yönelik olarak Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan raporda, davacıya 01/02/2010 tarihinde kapalı olarak uygulanan safra kesesi ameliyatı sırasında koledokta meydana gelen yaralanmanın bir komplikasyon olduğu, açık ameliyata geçilerek davacıya yapılan cerrahi işlemin doğru olduğu belirtilmiş ise de; davacının söz konusu ameliyattan sonraki şikayetlerinin temelinin, bu ameliyatta ana safra kanalının kesilmesinden kaynaklandığı ve başkaca ameliyatlar geçirmek zorunda kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu durumun davacıda ömür boyu duyacağı bir üzüntüye yol açacağı sabit olup, olay nedeniyle davacının uğradığı manevi zararın, manevi tatmin sağlayacak, makul bir tutarın ödenmesine karar verilmek suretiyle giderilmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince, dava konusu olay nedeniyle hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu görüldüğünden, Bölge İdare Mahkemesince manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak hükmedilecek manevi tazminat miktarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Ayrıca, davacının ameliyatını yapan doktor … tarafından, 24/04/2019 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile davalı idare yanında davaya müdahale isteminde bulunulduğu görülmekte olup, bozma kararı sonrası Bölge İdare Mahkemesince bu istemin de karara bağlanması gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
    2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak taraflarca yapılan istinaf başvuruları neticesinde verilen temyize konu … Bölge idare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, İdare Mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, davanın kabulüne ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 12/01/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi