20. Ceza Dairesi 2019/3537 E. , 2019/7404 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : KULA Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
2)Dosya kapsamına göre; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı kapsamında, yerleşim yeri itibari ile yetkili Salihli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce düzenlenen 07/09/2012 tarihli çağrı yazısının, sanığın işyeri adresi olan "Burçakovası Mevkii Su Tesisleri Kula/Manisa" adresine 18/09/2012 tarihinde tebliği sırasında, tebliğ alan işçisi tarafından "muhattabın Ankara"ya gittiğinin" bildirilmesi üzerine, sanığın mernis adresinin, "... Çankaya/Ankara" olduğunun tespit edilerek, infaz dosyasının Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderildiği, ancak Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce düzenlenen 05/11/2012 tarihli çağrı yazısının, sanığın UYAP kayıtlarına göre 13/01/2010 - 06/02/2013 tarihleri arasında yaşadığı tespit edilen güncel mernis adresi olan "... Çankaya/Ankara"adresi yerine, 15/08/2008 - 20/10/2009 tarihleri arasında yaşadığı tespit edilen ve öncesinde tebligat yapılmayan "... Yenimahalle/Ankara" adresine 10/11/2012 tarihinde "İşçisi ..."a tebliğ edildi." denerek tebliğ edildiği, sanığın çağrı yazısı üzerine 10 gün içerisinde başvuru yapmaması üzerine, çağrı yazısının aynı adrese bu defa Tebligat Kanunu"nun 35/2. maddesine göre 16/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın ikinci tebligata rağmen 10 gün içerisinde başvuru yapmaması nedeniyle 06/02/2013 tarihinde infaz dosyasının kapatıldığı, sanığın 29/01/2015 tarihli celsede alınan savunmasında, "tebligatın yapıldığı adresten 2012 yılı Kasım ayında taşındığını, eline geçen tebligat bulunmadığını," beyan ettiği anlaşılmakla, sanık hakkında düzenlenen 05/11/2012 tarihli çağrı yazısının, tebligat tarihi itibari ile güncel mernis adresi yerine, sanığın tebligat tarihinde ikamet etmediğini beyan ettiği ve dosya içeriğine göre öncesinde tebligat yapılmadığı tespit edilen adrese usulüne aykırı şekilde tebliğ edildiği, dolayısı ile "çağrı yazısının tebliğine rağmen, 10 gün içinde başvuru yapılmaması" şeklindeki yükümlülük ihlalinden de söz edilemeyeceği gözetilmeden, mahkemesince "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin aynen infazına" karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 19/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.