Esas No: 2022/3725
Karar No: 2022/8385
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3725 Esas 2022/8385 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3725 E. , 2022/8385 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 35. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat Ceren Önal ile davacı vekili Avukat Deniz Çakar geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bünyesinde şantiye depo görevlisi olarak 28.12.2007-02.03.2016 tarihleri arasında kesintisiz ve aralıksız olarak çalıştığını, davacının aylık net 1.500,00 USD ücret aldığını, davacının ilk iki yıl ücretinin bankadan daha sonra elden ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin hiçbir gerekçe gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini, davacının haftanın 7 günü 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iş yoğunluğuna göre çalışmasının gece 21.00'e kadar devam ettiğini, davacının tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını, davalı işverene ait şantiyede yatılı olarak kaldığını ve günde 3 öğün yemek ve kahvaltının işveren tarafından sağlandığını, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını ve karşılığının da ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkete karşı husumet yöneltmesinin hatalı olduğunu, müvekkili Şirketin davacının işvereni olmadığını, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının müvekkili Şirkette çalıştığını iddia ettiği tarihlerde başka şirketlerde çalışmasının olduğunu, davacının yurt dışında çalıştığını iddia ettiğini ve olayda yabancılık unsuru bulunduğunu, bu durumda mahkemece uygulanacak hukukun resen tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davcının SGK hizmet dökümünde iddia edilen dönemlerde kuruma bildirilmiş hizmeti bulunmamaktadır. İş kura yazılan müzekkere cevabında taraflar arasında düzenlenmiş yurt dışı hizmet sözleşmesinin bulunmadığı bildirilmiştir. Yurt dışı giriş çıkış kayıtları incelendiğinde iddia edilen 28/12/2007- 02/03/2016 tarihleri arasında davacının 7 yıl ,3 ay ,2 gün yurt dışına giriş çıkış yaptığı görülmüştür. Davacı vekilince 01/06/2008 düzenleme tarihli Elegan Construction Co. Yazılı kart örneği ve pasaport kayıtları, Elegan yapı şirketinin Erbilde inşaat projelerine ilişkin internet haber çıktıları dosya içerisine sunulmuştur. Davacı tanıkları da davacının yurtdışında davalı şirket bünyesinde çalıştıklarını doğrulamışlardır. Tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının 28/12/2007-02/03/2016 tarihleri arasında davalı iş yerinde 8 yıl 2 ay 5 gün çalışmasının olduğu kabul edilmiştir. Davacı vekili müvekkilinin 1500 usd aldığını iddia etmiş davacı tanıkları davacının 1200 usd aldıkları yönünde beyanda bulunmuşlardır. Tanık beyanlarına itibar edilerek davacının 1200 usd ücretle çalıştığı kabul edilmiştir.
İş akdinin kıdem ve ihbar tazminatını hak etmeyecek şekilde sona erdiği, davacının hak etmiş olduğu 130 gün yıllık iznin kullanıldığı veya ücretinin ödendiğini, ispat yükü davalı iş verende olup iş veren tarafından bu hususta herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle bu alacaklar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının haftada 4 gün 08:00-18:00 2 gün ise 08:00-22:00 saatleri arasında çalıştığı, bu şekilde fazla mesai yaptığı, dini bayramlar dışında kalan tatil günlerinde çalıştığı ispatlanmıştır. Hesaplama tanık anlatımlarına dayandığından ve uzun bir dönemi kapsadığından %40 hakkaniyet indirimi uygulanmıştır. Haftada 7 gün çalışıldığı ispatlanamadığından hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kısmen kabulüne, hafta tatili alacağının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Şirketin yurt dışında şantiyesi bulunmadığını, davalının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca Türkiye’de kurulu anonim şirket olduğunu, Türkiye sınırları içinde ve dışında herhangi bir şubesi, temsilciliği, şantiyesi bulunmadığını, davacının hiçbir zaman diliminde müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını, davanın işin esasına girilmeden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince salt davacının ülkeye giriş-çıkış kayıtları esas alınarak davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğu kabul edildiğini, davacının yurt dışına çıkmış olmasının müvekkili Şirket nezdinde çalıştığı anlamına gelmeyeceğini, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından görüleceği üzere davacının davalı Şirkette çalışmasının bulunmadığını, bilakis başka şirketlerde sigortalı olarak bildirildiğini, İlk Derece Mahkemesince ilgili kurumlara müzekkere yazılarak davacı adına yurt dışı çalışması için alınan çalışma ve oturum izninde işveren olarak hangi Şirketin göründüğünün, davacının yurt dışında çalışması için izin başvurularının hangi Şirket tarafından yapıldığının, davacı adına yurt dışında çalışması için alınan çalışma izninde işveren olarak hangi şirketin görüldüğünün sorulmasının talep edildiğini, bu taleplerin İlk Derece Mahkemesince incelenmediğini, gerekli araştırma yapılmadan davanın kabul edildiğini, tanıkların davacının yurt dışında nerede çalıştığına dair dahi beyanda bulunamamış olduklarını, uygulanacak hukukun İlk Derece Mahkemesince resen doğru tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafından talep edilen tüm alacak kalemlerine mevduata uygulanan en yüksek faiz işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm alacak kalemleri yönünden faiz başlangıç tarihi ve faiz oranı bakımından kararının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davalı vekili, davacının hiçbir şekilde müvekkilinin çalışanı olmadığını, davalının yurtdışında şantiyesi olmadığını belirterek itiraz etmiş ise de, Davacı vekilince dosyaya sunulan 01/06/2008 düzenleme tarihli Elegan Construction Co. Yazılı kart örneği ve pasaport kayıtları, Elegan yapı şirketinin Erbilde inşaat projelerine ilişkin internet haber çıktıları ile birlikte, davacı tarafın çalıştığını belirttiği Elegan Yapı şirketi ile davalı şirket arasında organik bağ bulunduğuna dair Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2018/1968 E-2020/19284K nolu ilamı ile onanmış olan ... 3. İş Mahkemesinin 2014/586E-2017/74 K nolu kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/2979 E/2021/2979 K nolu ilamı ile onanmış olan ... 26. İş Mahkemesinin 2015/291 E-2017/494 K nolu emsal kararları göz önüne alındığında davalı vekilinin husumet itirazı kabul edilmemiştir.
Davalı vekili, yerel mahkemece, davacı tarafından talep edilen tüm alacak kalemlerine "mevduata uygulanan en yüksek faiz" işletilmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm alacak kalemleri yönünden faiz başlangıç tarihi ve faiz oranı bakımından Yerel Mahkeme kararı hatalı olduğunu belirterek itiraz etmiş olup, her ne kadar yerel mahkemece, döviz alacaklaına uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/(7)9-1812 E-2021/185 K nolu ilamındaki ilkeler de göz önüne alınarak; taleple bağlılık ilkesi uyarınca, dava konusunu (müddeabihi) davacı belirleyeceğinden, Mahkeme ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebilecek olup, Davacının talep etmediği bir şey hakkında karar verilemeyeceğinden, Mahkemece talepten daha azına karar verilebilir ise de dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucu belirleneceğinden, ıslah dilekçesinde de ayrıca döviz alacaklarına uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi talep edilmediğinden, faiz oranı bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde kabul edilmiş ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur. Ancak hüküm kurulduğu sırada, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı bakımından yasadan kaynaklanan faiz 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince yabancı para cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi olduğundan bu faiz aşılmamak suretiyle ibaresi eklenmek suretiyle bu alacaklara ilişkin hüküm kurulmuştur.
..." gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; faiz dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebeplerini tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalışma olgusunun ispatı ve buna göre dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun 8 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
3. İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerlerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
4. Somut olayda, davacı davalı Şirketin yurt dışında bulunan şantiyelerinde 28.12.2007-02.03.2016 tarihleri arası kesintisiz olarak olarak çalıştığını iddia etmektedir. Davalı ise cevap dilekçesinde davacının, hiçbir zaman diliminde müvekkili Şirketin çalışanı olmadığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtları, davacı vekilince ibraz edilen 01.06.2008 düzenleme tarihli "Elegan Construction Co." yazılı kart örneği ve tanık beyanlarına göre davacının 28.12.2007-02.03.2016 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığı kabul edilmiştir. Davalının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemede; davacı vekilince dosyaya sunulan 01.06.2008 düzenleme tarihli "Elegan Construction Co." yazılı kart örneği ve pasaport kayıtları, davalı Şirketin yurt dışı inşaat projelerine ilişkin internet haber çıktıları ile davalı ile dava dışı Elegan Construction Co. arasında organik bağ bulunduğu hususunun Dairemizce kabul edildiği dava dışı işçilere ait 2 dosyaya atfen davalı vekilinin çalışma olgusuna ilişkin itirazı reddedilmiş ise de davacının 01.06.2008 düzenleme tarihli "Elegan Construction Co." yazılı kart örneğini delilleri arasında bildirmediği gibi 02.07.2020 tarihinde süresinden sonra sunduğu, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre iddia edilen dönemde davalı ya da organik bağ kabul edilen dava dışı Şirket tarafından Kuruma bildirilmiş hizmeti bulunmadığı, davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtlarına göre 8 yıldan fazla süre ile çalıştığı kabul edilen dönemde 90 kez Irak ülkesine giriş-çıkış yaptığı ancak bu kayıtların tek başına davacının dava dışı organik bağ kabul edilen Şirkette çalıştığını ispatlamayacağı, dinlenen davacı tanıklarının da davalı ya da dava dışı organik bağ kabul edilen Şirket nezdinde çalıştıklarına dair bir kayıt ve belge bulunmadığı anlaşılmış olup davalı ile dava dışı Şirket arasında organik bağ kabulü yönünden yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki dosya kapsamına göre davacının dava dışı Şirket nezdinde çalışma olgusunu ispatlayamadığı gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlenme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.