10. Hukuk Dairesi 2012/815 E. , 2013/2549 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 02.11.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle asıl dava ve birleştirilen davanın ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum önce peşin sermaye değerli gelirin 4959.98 TL’lik kısmı için dava açımış ve sonrasında açtığı ek dava ile peşin değerli gelirin bu kez 8000TL’lik kısmı için fazlasını saklı tutarak talepte bulunmuş ve her iki dava da Mahkemece birleştirilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ölen sigortalının fiilen işvereninin, davalı olduğunun anlşılmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Rücu davalarında faiz başlangıcının, gelirler yönünden onay, diğer giderler yönünden sarf ve ödeme tarihi olduğunun gözetilmemesi isabetsizdir.
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” kuralı öngörülmüş olup, tarifedeki kuralın “Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” kısmının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30.06.2011 tarih, YD İtiraz No:2011/321 sayılı Kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Avukatlık ücretinin takdirinde, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan “hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” şeklindeki açık yasal düzenleme uyarınca, karar tarihindeki tarife hükümleri gereği, alacak miktarı esas alınarak, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde her iki dava yönünden de nispi denildikten sonra 2011 yılı maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi gereğince, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1-Hüküm fıkrasında, 4959,98 TL’lik peşin değerli gelirin faiz başlangıç tarihi olarak öngörülen “28.04.2008” tarihinin silinmesine, yerine, “24.12.2009” tarihinin yazılmasına;
2-Kurum lehine vekalet ücreti olarak hükmedilen “1.100TL’nin silinerek, yerine, ”595,20 TL” ve birleşen dava yönünden de vekalet ücreti olarak hükmedilen “1.100 TL’nin silinerek, yerine, ”960 TL” yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.