Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5264
Karar No: 2022/8386
Karar Tarihi: 28.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5264 Esas 2022/8386 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5264 E.  ,  2022/8386 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat Taylan Demir ile karşı taraf adına vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14 üncü maddesinin 3 ve 4 numaralı fıkralarına istinaden dava dışı İktisat Bankası T.A.Ş.nin temettü hariç ortaklık hakları yönetim ve denetiminin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) 15.03.2001 tarihli kararıyla Fon'a devredildiğini, Fon Yönetim Kurul'nun 15.03.2001 tarihi kararı ile İktisat Bankasının mevcut Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri yerine Fon Bankalarında görev yapmakta olan ortak Yönetim Kurulu atandığını, ...grubu tarafından istismar edildiği tespit edilen Banka kaynakları ile ilgili alacağın büyük çoğunluğunun hakim sermayedar ...grubu firmalara ve banka iştiraki olan şirketlere kullandırılan kredilere ait risklerden oluştuğunu, ...grubuna ait firmaların 08.09.2004-22.09.2004 tarihleri arasında değişen tarihlerde alınan yönetim kurulu kararlarıyla davalı ...'in 1 inci derecede imza yetkisi ile finans koordinatörü olarak görevlendirildiğini, daha sonra davalı ...'in 06.07.2005 tarihinde görevinden istifa ettiğini, yine 06.07.2005 tarihli kararlar ile 1 inci derece imza yetkisinin iptal edildiğini, Kurumun Denetim Daire Başkanlığı tarafından yapılan inceleme üzerine düzenlenen 22.11.2005 tarih ve R-9 sayılı rapor ile 30.01.2006 tarih ve R-1 sayılı raporlarda davalının şirketleri zarara uğrattığının tespit edildiği, söz konusu şirketler tarafından Şişli Cumhuriyet Savcılığına nitelikli dolandırıcılık ve zimmet sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, ... 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/445 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada yargılamanın hâlâ sürdürdüğünü, davalı ... Uyseler'in; şirketlere hitaben düzenlenen faturaları ile ilgili olarak mal ve hizmet alınmadığı halde şirketlere hitaben düzenlenen faturalara ilişkin gerekli denetim ve kontrolleri yapmadan, fatura bedellerinin ödenmesi için fatura ve ödeme bildirim formlarını paraflamak suretiyle şirketlerin kandırılmasına ve zarara uğratılmasına neden olduğundan dolayı 195.696,67 TL tutarında, Şirket zararının oluşmasında sorumluluğu bulunmasından dolayı 48.088,15 TL tutarında, Avrupa ve Amerika Holding A.Ş binasında bulunan kantin işletmesi ile ilgili olarak kantin hasılatları ve ilgili işlemleri yerine getiren S. Tüfeker'in uygulayıcı konumda bulunmasına karşın kantin çalışanları tarafından kendisine tevdi edilen nakitler ile ilgili olarak muhafaza ve devir görevlerini gerektiği şekilde yapmaması nedeniyle sorumlu bulunmasından dolayı 10.741,52 TL tutarında,... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile ilgili olarak Şirkete ait nakitlerin kendi odasında bulunan kasada muhafaza edilmesine karşın sahip olduğu yetkiler ve bulunduğu konum gereği düzenleme yapma ve kontrol ete görevini yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu bulunmasında dolayı 4.922,70 TL tutarında sorumluluğunun tespit edildiğini, davalının görevinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermediği, kanunun ve iş şartlarının kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmediği, tek imza ile usulsüz olarak işlem tesis etmiş olması nedeniyle oluşan zarardan kanuni hükümler gereğince sorumlu olduğunu, bu nedenle alacağın tahsili için davalı hakkında dava açılmak zorunda kalındığını iddia ederek 259.449,06 TL anapara, 119.752,00 TL faiz olmak üzere toplam 379.201,06 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının ... yönetim ve denetimini devraldığı ...grubuna ait şirketlerden ...Pazarlama Org. Bas. ve Dağ. Tic. A.Ş. ile yapılan iş sözleşmesine ve iş sözleşmesinin 3/2 nci maddesine dayanılarak diğer 33 şirkette finans koordinatörü olarak görev yaptığını, davalıya bu şirketlerde 1 inci derece imza yetkisi verildiğini, bu şirketlerde teknik koordinatör olarak görev yapan dava dışı ...nun birtakım usulsüz ve suç teşkil eden işlemler yapıp şirketleri zarara uğrattığının hazırlanan denetmen raporu ile tespit edildiğini, anılan raporda, davacının da finans koordinatörü olması itibarıyla gerekli denetim, gözetim ve kontrolleri yapmayarak ihmali olduğu gerekçesiyle, meydana gelen zarardan sorumlu olduğu sonucuna varıldığı, bu gelişmeler üzerine Fon tarafından davalı hakkında idari takip başlatıldığını, ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/445 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyeti raporunda davalının dava dışı diğer sanık ...nun yaptığı işlem ve faaliyetlere iştirak ve işbirliği yaptığına dair kanıt elde edilemediğinden iddia edilen suçu işlemediğini tespit edildiği, bu olayla ilgili olarak şirketlerin Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluklarının olabileceği, ancak haklarında suç duyurusunda bulunulmadığı ve dava açılmadığı için inceleme yapılamadığının belirtildiğini, anılan raporda 30.01.2006 tarih ve R-1 sayılı denetmen raporunun hukuksal dayanaktan ve maddi temelden yoksun olduğunun açık bir şekilde tespit edilmiş olduğunu, davalının anılan şirketlerdeki görevinin finans müdürü olup, ödemelerden ve şirketin muhasebesinden sorumlu olduğunu, davalının yapılan sözleşmelerdeki mallara şirketin ihtiyaç duyup duymadığını ya da fiyatlarını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, teknik malzeme alımında sorumluluğun teknik birime ait olduğunu, davalının 34 şirketin finans koordinatörlüğünü yaptığı dönemde 25 trilyonluk ödeme yaptığını, yaptığı ödemelerin hepsinin usul ve esaslara uygun olduğunu, bunların hiçbirinde sorun yaşanmadığını, davalının denetim ve kontrolü altında olmayan teknik birimde yapılan usulsüzlüklerle ilgili davalıya sorumluluk mümkün olmadığını, teftiş raporunda davalıya ait banka hesaplarının tek tek incelendiğini, bir tek usulsüz işlem, para aktarımı olayına rastlanmadığını, anonim ve limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğunun kusurlu sorumluluğa dayandığını, sorumlu tutulmak istenen kişinin sorumluluğunun ancak kusuru oranında olabileceğini, davalının görevi karşılığı aldığı maaş dışında hiçbir menfaat elde etmediği dikkate alındığında, davalıya bir sorumluluk isnat edilecekse kusur oranı tespit edilerek ortaya çıkan zarardan ancak kusuru oranında sorumluluğunun söz konusu olabileceğini bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalının finans koordinatörü olarak görev yaptığı, bu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı Kanun) 342 nci maddesinde tanımlanan ve ortaklığın icraya yönelik işleri ile görevli olan bu nitelikteki müdürlerin ortaklığa karşı Yönetim Kurulu üyelerinin tabi olduğu hükümler uyarınca sorumlu oldukları hususunun hüküm altına alınmış olduğu, müdür tayininin her ne kadar ortaklık ile müdür arasında düzenlenen bir sözleşmeye dayanmakta ve uygulamada çoğunlukla sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğu görülmekte ise de, hizmet sözleşmesi ile görev yapan müdürün sorumluluğunun 6762 sayılı Kanun'da düzenlendiği gibi uyuşmazlık hizmet sözleşmesinden ve İş Kanunu'ndan doğan bir uyuşmazlık olmadığından dava konusu uyuşmazlığın Mahkemenin görevine girmediği, asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi sonrası davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine yapılan temyiz incelemesi ile karar; Dairemizin 12.04.2015 tarihli ve 2016/7770 Esas, 2016/9148 Karar sayılı ilâmı ile davalının, davacı işveren emrinde hukuki ve kişisel olarak bağımlı bir şekilde iş ilişkisi kapsamında çalıştığı, ortaklık sözleşmesinin unsurlarını gösteren bir delil bulunmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek karar verilmesine yönelik olarak bozulmuş olup Mahkemece, bozma ilâmına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.

    Temyiz Başvurusu:
    Bozma üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Gerekçe:
    1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

    2.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Bilirkişilerin görevlendirilmesi” başlıklı 268 inci maddesi şöyledir:

    “(1) Bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından seçilir. Ancak kendi bölge listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir.

    (2) Bölge kurulunun hazırladığı listede bilgisine başvurulacak uzmanlık dalında bilirkişi bulunmaması hâlinde, diğer bölge kurullarının listelerinden; burada da bulunmaması hâlinde, Bilirkişilik Kanununun 10 uncu maddesinin (d), (e) ve (f) bentleri hariç birinci fıkrasında yer alan şartları da taşımak kaydıyla listelerin dışından bilirkişi görevlendirilebilir. Listelerin dışından görevlendirilen bilirkişiler, bölge kuruluna bildirilir.

    (3) Kanunların görüş bildirmekle yükümlü kıldığı kişi ve kuruluşlara görevlendirildikleri konularda bilirkişi olarak öncelikle başvurulur. Ancak kamu görevlilerine, bağlı bulundukları kurumlarla ilgili dava ve işlerde, bilirkişi olarak görev verilemez.”

    5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun)142 nci maddesinin son fıkrası şöyledir:
    “Bu Kanun hükümleri ile Fona verilen yetki ve görevler gereğince açılmış ve açılacak her türlü davalara adli tatilde de bakılır, bu davalarda bilirkişiler resmi kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçilir, duruşmalara otuz günden fazla ara verilmez.”

    Somut olayda, hükme esas alınan 09.08.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunu düzenleyen bilirkişilerin resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçilmediği gibi söz konusu raporda; davalının finans koordinatörü olarak görev tanımına göre Şirket ödemelerinin ve tahsilatlarının takibi, mali tabloların ve rasyonların hazırlanması, tetkiki, yorumu Şirket likiditesinin sağlanması gibi işlemleri yerine getirdiği, ödenecek faturalarla ilgili incelemelerin ilgili birimlerce yerine getirilmesi ve onaylanması gerektiği şeklindeki değerlendirmelerin de yerinde olmadığı, zira verilen 1 nci derece imza yetkisi ile davalının finans koordinatörü olduğu şirketleri sorumluluk altına sokan işlemleri yapma yetkisi bulunduğu, yine davalının 22.11.2005 tarihli denetim raporunda; dava dışı G. Solakoğlu’nun Haziran 2004- Aralık 2005 ücretlerinin, dava dışı Ekol Ltd.Şti., Giraylar A.Ş., Venüs Ltd. Şti. ye kesilen faturalarla ödendiğine dair beyanda bulunduğu ve bu beyanlarına göre davalının usulsüz işlemleri bildiği ve uyguladığı değerlendirildiğinde, Mahkemece yukarıda işaret edilen ilgili Kanun maddesine de uygun işlem yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.

    Anılan sebeple, 5411 sayılı Kanun’un 142 nci maddesi gereğince, resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapan ve dava konusu uyuşmazlık alanında uzman kişilerden teşkil ettirilecek üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle 22.11.2005 tarih ve R-9 sayılı denetim raporu ile 30.01.2006 tarih ve R-1 sayılı denetim raporu, davalı aleyhine açılan dava dosyalarındaki deliller ile ceza tahkikatı kapsamındaki deliller ve temyize konu dava dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak davalının kusuru olup olmadığı ve varsa derecesi saptanmalı, oluşacak sonuca göre tüm deliller yeniden değerlendirilerek bir karar verilmelidir.

    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 28.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi