Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/1567
Karar No: 2022/93
Karar Tarihi: 12.01.2022

Danıştay 4. Daire 2021/1567 Esas 2022/93 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/1567 E.  ,  2022/93 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/1567
    Karar No : 2022/93

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Fermuar Tekstil San. ve Tic. A.Ş.'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; dava konusu 2006/11 dönemi ila 2007/7 dönemi arasında tahakkuk eden muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, asıl borçlu şirket adına ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve mal varlığı araştırması sonucunda bu borçların tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına takip yapılmasının hukuka uygun olduğu, ancak davacının 22/02/2007 tarihinde yönetim kurulundan ayrılması karşısında söz konusu kararın ticaret sicil memurluğuna tescili ve ilanı yolunda davacının bir bildirim yükümlülüğü ve yetkisi de olmadığı dikkate alındığında yönetim kurulu üyesi ve kanuni temsilci olduğu dönemler için düzenlenen … tarihli … ila … takip numaralı ödeme emirlerinde hukuka aykırılık, davacının şirket hisselerini devrettikten ve şirket yönetim kurulundan ayrıldıktan sonra şirketle ilgisinin olmadığı dönemler için düzenlenen aynı tarih ve … ila … sayılı ödeme emirlerinde ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un olay tarihinde yürürlükte olan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere (7061 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekli) 7 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, mükerrer 35. maddesinde ise, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükümlerine yer verilmiştir.
    Uyuşmazlık döneminde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 300. maddesinin 8. bendinde, idare meclisi azalariyle şirketi temsile salahiyetli kimselerin ad ve soyadları, ikametgahları ve tâbiyetlerinin tescil ve ilan edileceği; aynı Kanunun 33. maddesinin 1. fıkrasında, tescil edilmiş hususlarda vuku bulacak her türlü değişikliklerin tescil ve ilan olunacağı; 38. maddesinin 1. fıkrasında ise ticaret sicili kayıtlarının nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği; 39. maddesinin 2. fıkrasında da tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir hususun ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebileceği kurala bağlanmıştır.
    Dava dosyasının incelenmesinden, asıl borçlu şirketin 21/03/2006 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, davacının 3 yıl için yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, bu hususun 27/03/2006 tarihli Türk Ticaret Sicili Gazetesi ile ilan edildiği, davacı tarafından verilen 01/02/2007 günlü dilekçe ile yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini bildirdiği, ... Noterliği'nin … tarih ve …, … ve … yevmiye numaralı "Hisse Devir ve Ferağ Beyannamesi" ile şirketteki hisselerini devrettiği, devir bedelinin tahsil edildiği hususlarının karşılıklı imzalanmak suretiyle belgelendirildiği, bu hususun … tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararı ile karara bağlandığı, … Noterliği'nin … tarih ve … yevmiye numaralı istifaname ile tekrar yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği… tarih ve … Yönetim Kurulu Kararı ile istifasının kabul edildiği ve 11/07/2007 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden hareketle, davacının sorumluluğunun noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesi tarihine kadar değil, hisselerini devrettiğine ve idareciliğinin sona erdiğine dair kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde tescil ve ilan edildiği tarihe kadar devam ettiğinin kabulü gerektiğinden, davalı vergi dairesine bildirimde bulunulmadığı hususu da dikkate alındığında hisse devrine ilişkin değişikliğin üçüncü kişi konumunda bulunan davalı vergi dairesine karşı ileri sürülemeyeceği açıktır.
    Bu durumda, Vergi Mahkemesince verilen kararın davacının hisse devrinden sonraki ay ve yıllara ait şirket vergi borçlarından sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığından bahisle iptal edilen ödeme emirlerine ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı; Vergi Mahkemesince anılan gerekçelerle iptal edilen ödeme emirleri içeriği borçların asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun takip edilerek kesinleştirilip kesinleştirilmediği araştırılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın yukarıda belirtilen kısmının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi