15. Hukuk Dairesi 2015/5370 E. , 2016/1099 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla bu kere dosyadaki kağıtlar okundu sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 10.10.2006 tarihli sözleşme gereğince Sultanhanı Kervansarayı onarım işi nedeniyle davacı yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalatın ödenmeyen bedelinin tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Daire"mizin 19.04.2012 tarih ve 2011/ Esas, 2012/ Karar sayılı bozma ilamında; "davacının yapmadığı bir imalatın bedeline hak kazandığından sözedilemeyeceği, bu nedenle mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan gerektiğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak gerçekleşen imalatın fiziki oranına göre davacı alacağının saptanması, bu suretle belirlenecek miktardan yapılan ödemeler düşüldükten sonra kalanına hükmedilmesi" gerektiğine değinilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, yapılan yargılama sırasında mahallinde keşif de yapılarak oluşturulan 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulunun hukukçu ve mimar üyesi tarafından düzenlenen 12.02.2015 tarihli raporda, "davacının dava konusu işi sözleşme hükümleri ile proje ve eklerine uygun olarak bitirdiği, bedelden indirimi gerektirecek herhangi bir imalat ya da husus olmadığı, bu nedenle kesinti tutarı olan toplam 1.320.382,53 TL"nin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği" belirtilmiş, bilirkişi kurulunun yüksek mimar üyesi tarafından diğer bilirkişilerden ayrı olarak verilen 19.02.2015 tarihli raporda ise, "hakedişlerde yeralan sorunlu 21 kalem imalata ait yeterli dökümanın bulunmadığı, yerinde yapılan imalatlar için ataşman düzenlenmediği, kesin hesap için ancak yerinde alan çalışması gerekli olduğu dikkate alındığında fiziki gerçekleşme oranının belirlenemediği, dosyalardaki belgelere ve keşif sırasındaki iş mahallinde yapılan gözlemlere dayanılarak işin tamamının yapılmadığının, bu oranın da hesabının yapının büyüklüğü gözününe alınarak yapılmasının zaman ve emek gerektirmesi nedeni ile bir heyete yaptırılmasının doğru olacağı kanaatine varıldığı" belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller" başlıklı 266. maddesinde "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz" düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında görülen eksiklik ya da belirsizliğin tamamlanması veya giderilmesi görevi de, aynı Kanunun 281/2 maddesine göre mahkemeye aittir. Bu halde, mahkemece re"sen veya tarafların talebi üzerine, Kanunun 281/3 maddesi uyarınca, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir.
Somut olayda, mahkemece oluşturulan 3 kişilik bilirkişi kurulunun mimar ve yüksek mimar üyeleri tarafından, dava konusu yapı üzerinde keşif sırasında inceleme yapıldığı halde, ayrı ayrı düzenlenen raporlarda farklı ve çelişkili sonuçlara varılmıştır. Mahkemece teknik bilirkişilerin görüşleri arasında farklılık ve çelişki olmasına rağmen, çözümü hukuk dışında teknik bilgiyi gerektiren konuda, herhangi bir gerekçe de gösterilmeksizin 12.02.2015 tarihli bilirkişi görüşüne itibarla hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK"nın 281/3. maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için aynı Kanunun 266. maddesindeki usule göre konusunda uzman teknik bilirkişilerden yeniden 3 kişilik bir kurul oluşturularak mahallinde keşif de yapılmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli ve açıklayıcı rapor alınması, tarafların rapora itirazı olduğu takdirde itirazların dayanaklarıyla birlikte karşılanması ve oluşacak sonuca göre davalının ödemeleri de dikkate alınarak hüküm kurulmasından ibarettir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.