Esas No: 2022/7674
Karar No: 2022/8511
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/7674 Esas 2022/8511 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/7674 E. , 2022/8511 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 27. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 18. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 16.10.2000-11.09.2015 tarihleri arasında davalı Şirkete ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmenin davalı işverence haksız ve bildirimsiz olarak feshedilmesi üzerine açılan işe iade davasının kabulüne karar edildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen Mahkeme kararının tebliğ edilmesi üzerinde kanuni süre içerisinde davalı işverene başvurulduğunu, davalı işverence davacı işçinin işe başlatılması yönünde bir çağrı olmadığı gibi 10.01.2018 tarihinde 60.039,71 TL ödeme yapıldığını, davalı Şirket yetkilileri ile yapılan görüşmede ödemenin sadece işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti olduğunun, ödemenin içerisinde kıdem ve ihbar tazminatı ödemesinin olmadığının belirtildiğini, davacının çalıştığı süre ve ücretinin resmî kayıtlarla sabit olduğunu ve taraflar arasında bu konularda ihtilaf bulunmadığını, davacının işe iade davasında verilen feshin geçersizliği kararının kesinleşmesinden sonra işe başlatılmadığı için hizmet süresine 4 ay daha eklenmesi gerektiğini ve böylece kıdem süresinin 15 yıl, 2 ay, 25 gün olduğunu, hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile işe başlatmama tazminatı farkı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin çalışma şeklinde tespit edilen usulsüzlükler sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini, işe iade için açılan davanın kesinleşmesi sonrası müvekkili Şirkete yapılan başvuru sonrası davacının işe alınmayarak tazminatlarının ödenmesine karar verildiğini ve davacının tüm hak ve alacaklarının usulüne uygun şekilde hesaplanarak ödendiğini, davacının iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi gereğince haklı nedenle feshedilmiş olup kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının açmış olduğu işe iade davasının lehine neticelenmesi sonucunda da davacıya boşta geçen süre ve yan haklar ile işe başlatmama tazminatının ödendiğini, ücret konusunda takdirin tamamen işverene ait olduğunu ve müvekkili Şirkette standart bir zam uygulaması mevcut olmadığını, zam oranlarının çalışanların nitelik ve performanslarına, piyasa koşullarına bağlı olarak değiştiğini ve kimi zaman hiç zam uygulanmadığını, iş sözleşmesi Şirket kurallarına uymaması sebebi ile feshedilen davacının çalışmış olsa idi zam almayacağının aşikâr olduğunu, davacının çalışma süresine boşta geçen süre eklendiğinde davacının ek bir yıllık izin günü oluşmadığını, bu süreçte de zamlı ücret ile hesaplama yapılmayacağından herhangi bir izin ücreti alacağı da bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... davacının davalı işverene işe iade konusunda başvuruda bulunduğu, davalı işverenin davacıyı işe başlatmayarak 10.01.2018 tarihinde davacıya bir kısım ödemeler yapması üzerine davacının Mahkememizde iş bu davayı açtığı, davalı şirketin ise davacıya tüm hak ve alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istediği, davacı tarafından işe iade talepli başvurunun yasal süresinde yapıldığı ve davalı tarafından işe başlatmama iradesinin 10.01.2018 tarihinde ortaya konulduğu ve bu şekilde tekrar işe başlatmamanın gerçekleştiği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 10.01.2018 tarihinde feshedildiğinin kabulü gerektiği, davacının 16.10.2000-11.09.2015 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, Yargıtay’ın işçinin feshin geçersizliği ve işe iade davasını kazanması ve işe başlatılmaması durumunda 4 aya kadarki sürenin işçinin fiili çalışmasına ilave edilmesi gerektiği yönündeki uygulamasına göre kıdem tazminatına esas hizmet süresinin 4 ayın eklenmesi ile birlikte 15 yıl 2 ay 25 gün olduğu, davacının işe başlatılmadığının kabul edildiği 10.01.2018 tarihi itibari ile davalı işyerinde uygulanan zam oranlarına göre davacının tazminata esas giydirilmiş brüt ücretinin 7.679,57 TL olarak tespit edildiği, davacının iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde davalı işverence feshedildiğinin kesinleşen işe iade kararı ile sabit olduğu, davacıya yapılan ödemelerin davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatını karşılamadığı, yine davacının yıllık izinlerini tamamen kullandığının veya karşılığının ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça ispat edilemediği, davacının kesinleşen işe iade kararında belirtilen işe başlatmama tazminatına hak kazandığı, davacının işe başlatmama tazminatının tamamen ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, dosyada alınan ve Mahkememizce de benimsenen hesap bilirkişisi ek raporunda her bir alacak kaleminin zamanaşımı ve yapılan ödemeler de dikkate alınarak ayrı ayrı hesaplandığı, davacı tarafın bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini artırarak davasını ıslah ettiği, bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaların Mahkememizce de uygun görüldüğü anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne; her ne kadar davacı bakiye işe başlatmama tazminatı talebinde bulunmuş ise de Mahkememizce benimsenen bilirkişi ek raporunda hesaplanan işe başlatmama tazminatının davacıya banka kanalıyla ödendiği anlaşıldığından davacının işe başlatmama tazminatı talebinin reddine karar vermek gerektiği ..." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, işe iade davası kabul kararının kesinleşmesini takiben hak ve alacakların davacıya ödendiğini, çalışma süresine boşta geçen süre eklendiğinde davacının ek bir yıllık izin alacağının oluşmadığını, bu süreçte de zamlı ücret ile hesaplama yapılamayacağından herhangi bir izin ücreti alacağının da bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, SGK ve işverenlik kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davanın işe iade davasının kesinleşmesinden sonra davacının işe alınmaması nedeniyle açılan kıdem, ihbar, işe başlatmama tazminatı ve yıllık izin alacaklarına yönelik dava olduğu, davalı işverence davacının iş akdinin 11/09/2015 tarihinde feshedildiği, davalı tarafça ... 25.İş Mahkemesi'nin 2015/340 Esas sayılı dosyasında işe iade davası açıldığı, bu davada feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verildiği, kararın Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 09/11/2017 tarih 2016/28917 E 2017/17858 K sayılı ilamı ile onanıp kesinleştiği, davacının işe iade kararının kesinleşmesinden sonra davalıya ihtarname göndererek işe başlatılmayı talep ettiği, ancak davalı işverence işe başlatılmayıp davacıya bir kısım ödemeler yapıldığı, bu kapsamda 1.fesih tarihinin 11/09/2015 olup bu dönemdeki davacı ücretinin 6.264 TL olduğu, 2.fesih tarihinin (farazi fesih tarihi) davacının işe başlatılmadığı tarih olan 10/01/2018 olup davacının bu dönemdeki ücretinin (giydirilmiş brüt ücretinin) 7.679,57 TL olduğu, 4 aylık boşta geçen süre de eklendiğinde davacının kıdeminin 15 yıl 2 ay 25 gün olduğu, bilirkişi raporundaki bakiye alacak hesaplamalarının doğru miktarlar üzerinden belirlendiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararının Dairemizce de benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı ..." gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakmeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru sebeplerini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile istinaf başvurusu yeterince değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı fark alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacakların hesabına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun, davalının bilirkişi kök raporuna itirazı üzerine itiraz dilekçesinde belirtilen sebeplere hasren düzenlendiği, davalının temyiz talebinde ileri sürdüğü sebeplerle bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesindeki sebeplerin aynı mahiyette olduğu ve Mahkemece bilirkişi ek raporu aldırılması suretiyle bu husustaki itirazların karşılandığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.