11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/17442 Karar No: 2019/1746 Karar Tarihi: 20.02.2019
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/17442 Esas 2019/1746 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmış ve koşullu salıverme süresine tekerrür nedeniyle eklenecek süre gözetilerek karar verilmiştir. Ancak sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği gözetilmemiştir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına uygun şekilde infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. TCK'nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklar açıklandıktan sonra, kararın hukuka uygun yapıldığı, delillerin tartışılarak değerlendirildiği ve fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı belirtilmiştir. Kararda gönderme yapılan kanun maddeleri ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfaz Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'dur.
11. Ceza Dairesi 2017/17442 E. , 2019/1746 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
5275 sayılı Yasanın 108/1-2 maddesinin, "Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan; ... süreli hapis cezasının dörtte üçünün, infaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz." hükmü göz önüne alındığında Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.10.2008 tarih ve 2007/266 Esas, 2007/489 Karar sayılı ilamını tekerrüre esas alan Mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılması karşısında, koşullu salıverme süresine tekerrür nedeniyle eklenecek süre gözetildiğinde, zincirleme suç hükümlerinin söz konusu ilamda uygulanması veya uygulanmamasının sonuca etkili görülmemesi nedeniyle tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır. 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA, 20.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.