11. Ceza Dairesi 2017/9669 E. , 2019/1740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu için;hükmün açıklanmasının geri bırakılması
2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçu için; Mahkumiyet
Sanığın temyiz dilekçesindeki belirsizlik nedeniyle uygulama bölümünde yazılı kararların tamamını temyiz ettiği kabul edilerek temyiz incelemesi yapılmıştır.
A) “Defter ve belgeleri ibraz etmeme” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun"la değişik 5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraza tabi olduğundan, sanığın talebinin CMK"nin 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak kabul edilerek, gereğinin merciince yerine getirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B) “2007 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
... Teks. San. ve Tic.Ltd. Şirketinin ortağı ve müdürü olan sanığın 2007 yılında sahte fatura düzenlediğinin iddia ve kabul olunduğu davada; vergi raporlarına göre , 15/01/2007 tarihinde mükellefiyet tesis ettiren şirketin, ... Hayvancılık Petrol Ürünleri İnşaat San. Ve Tic. Ltd.Şti."ne 23/02/2007- 28/03/2007 tarihleri arasında 3.200.240.33 TL tutarında 83 adet fatura düzenlediği tespitlerine yer verilmesi; sanığın 25/04/2007 tarihinde şirket hisselerini noterde ...l"a
devretmesi ve “... ... ve ... isimli arkadaşlarım şirket kuracaklarını söylediler. Ben de işsiz olunca maddi sıkıntılarımda olunca ben de kabul ettim...2007 yılının Ocak ayında ... Teks. San. Ve Tic Şti kuruldu. İlgili şirketin iş yerini kontrole gittiğimde boş bir alan olduğunu gördüm...Tekstil faaliyeti de yoktu. Onlara durumu sorduğumda bana makineleri alacaklarını, faaliyete başlayacaklarını söylediler. Ancak faaliyete başlamadılar. Bende 4 ay sonra bu şirketin resmi evraklarındaki bütün işlerim, devrettim. Yani benim şirkette kalmam 4 aydır. Şirketin hiçbir şeyiyle ben ilgilenmedim. Resmi evraklarıyla ben ilgilenmedim...Zaten elebaşlarının Hakkari Yüksekova nüfusuna kayıtlı Sadrettin Güvener olduğunu öğrendim. Hatta suç duyurusunda da bulundum...Hakkımda bu şirkette kaldığım 4 ay içerisinde bu şekilde davalar açıldı. Aslında ben de dolandırıldım. Suç işleme kastım yoktur.” diyerek suçlamaları kabul etmemesi; sanığın şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/9079 sayılı kararı ile ... ... Ateş, Mete Koca ve Sadrettin Güvener hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi; dosya kapsamında onaylı örnekleri bulunan faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti hususunda imza incelemesi yapılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından;
1- Tarh dosyasındaki beyannamelerin kim veya kimler tarafından ne suretle verildiği araştırılıp, beyannameler ıslak imzalı verilmişse getirtilmesi; sahte düzenlendiği iddia olunan faturalardan kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının getirtilmesi ve temin edilecek belgeler ile faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması; kendisine ait olmadığını, ... ... , ... ve ..."e ait olduğunu söylemesi halinde; ... ... , ... ve
..."in CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve tüm belgeler gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
2- ... ... , ... ve ... de belgelerdeki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa veya ... ... , ... ve ..."e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa veya ... ... , ...ve ..."e ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen ... Hayvancılık Petrol Ürünleri İnşaat San. Ve Tic. Ltd.Şti.hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneğinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellef hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan mükellefin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme
hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldığının, sanığı tanıyıp tanımadığının ve faturaların alınması konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
4- Sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin düzenlenen son fatura tarihi olması ve davaya konu son fatura tarihinin 28.3.2007 olması nedeni ile suç tarihi olarak bu tarihin kabulü yerine gerekçeli karar başlığında 28.04.2008 olarak kabul edilmesi,
5- Kabule göre de,
a) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b maddesinde ise, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, 28.03.2007 olan suç tarihinde sahte fatura düzenleme suçunun temel cezasının asgari haddinin 18 ay hapis olduğu ve mahkemece suç tarihi yanlış biçimde 28.04.2008 olarak belirlenip teşdit yapıldığına ilişkin bir gerekçe de gösterilmeden temel cezanın 18 ay yerine 3 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
b) Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.