5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/6735 Esas 2020/5048 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6735
Karar No: 2020/5048
Karar Tarihi: 02.06.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/6735 Esas 2020/5048 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyet hükmü verilmiştir. Ancak, nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin kararın bozulması sebebiyle yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı ve bu durumun mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı belirtilmiştir. Bu sebeple, mahkemenin iki ayrı başlıkta incelenerek hüküm onanmış ve mahkumiyet kararı ile müsadere kararı ayrı ayrı incelenerek mahkumiyet kararının bozulması gerektiği kararı verilmiştir. 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir\" şeklindeki düzenlemeye ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale gelmesine dikkat çekilerek, ilgili yasal koşulların oluşup oluşmadığının saptanması ve buna göre uygulama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle sıralanmıştır: 5607 sayılı Kanun'un 13 ve TCK'nın 54. maddeleri, 7242 sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. ve 5/2. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ve 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası.
19. Ceza Dairesi         2019/6735 E.  ,  2020/5048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmü ile birlikte nakilde kullanılan aracın 5607 sayılı Kanun"un 13 ve TCK"nın 54. maddelerindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının nakil aracı hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, yasa yollarının tükenmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
    1) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olup, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2) Sanık hakkında kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen ""Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir."" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.