22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/24739 Karar No: 2019/19101 Karar Tarihi: 16.10.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/24739 Esas 2019/19101 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/24739 E. , 2019/19101 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesine davalı tarafından haksız son verildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretinin hesabı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Somut olayda, fazla mesai yaptığını ispat yükü kendi üzerinde bulunan davacı, iddiasının ispatında tanık deliline başvurmuştur. Dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile davacının dava dilekçesinde belirttiği çalışma saatleri uyumlu olmadığı gibi, aynı tanıklar, davacı ile aynı işi yapan ve Dairemiz incelemesinden geçen 2017-24515 E. Sayılı dosyada da tanıklık yapmış ve beyanlarında bu dosyadan farklı çalışma saatlerinden bahsetmişlerdir. Hem Dairemiz incelemesinden geçen 2017-24515 E. Sayılı dosyadaki tanıkların beyanı tanıklara sorulmalı ve tanıkların çalışma saatleri konusunda yeniden beyanı alınarak çelişki giderilmeli, hemde 18.07.2012 tarihinden sonra davalı yerde üçlü vardiya sistemi ile çalışıldığına dikkat edilerek fazla mesai ücreti yeniden değerlendirilmelidir. 3-Öte yandan, kıdem tazminatı için faiz başlangıcının 23/09/2013 tarihi olduğu, ancak hükümde sehven 23/09/2012 tarihi olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Yukarıda anlatılan hususların gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi