11. Hukuk Dairesi 2018/3153 E. , 2019/4829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/03/2017 tarih ve 2016/310 E. - 2017/107 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/04/2018 tarih ve 2017/1558-2018/415 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete ait “DOST” markalı ürünlerin 1997 yılında piyasaya sunulduğunu ve o tarihten itibaren kesintisiz bir şekilde kullanılmakta olduğunu, müvekkilleri firmaya ait “DOST” markalarının tanınmış marka olma seviyesine ulaşmış olduğu kanaatinde oldukları için Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığı nezdinde tanınmış marka müracaatında bulunduklarını, söz konusu başvuru hakkında nihai olarak YİDK tarafından “DOST” markasının tanınmış marka olarak tespiti talebinin reddine karar verildiğini, oysaki müvekkili şirketin DOST markalı süt ve süt ürünlerinin, tüm Türkiye genelinde 5390 adet BİM mağazası aracılığıyla tüketicilerle buluştuğunu, müvekkili şirket markasının kullanım alanının tüm Türkiye olduğunu, bunun yanında yurtdışında da DOST markasının satışının yapıldığını, müvekkili şirketin markalarını tanıtmak için ulusal yayın yapan TV reklamları ve ulusal yayın yapan gazete reklamlarından faydalandığını, mahkeme kararlarıyla müvekkili şirket markasının tanınmışlığının tespit edildiğini ileri sürerek, TPMK YİDK"nın 2016-M-5813 sayılı kararının iptali ile müvekkili şirkete ait DOST markasının tanınmış marka olarak tespitine ve tanınmış markalar siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davacı tarafın Enstitüye sunmuş olduğu delillerin DOST markasının tanınmışlığını tespite yetmediğini, DOST markasının YİDK kararının verildiği tarihte elde olan ve ulaşılan verilere göre tanınmış bir marka olacak düzeyde olmadığını, davacının bu durumu ortaya koyacak nitelikte bilgi ve belgeyi dosyaya sunamadığını, TPMK YİDK kararının ve gerekçelerinin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, DOST markalı ürünlerin Türkiye’de 1996 yılından bu yana BİM mağazalarında satışta bulunduğu, buradan hareketle markanın başvuru tarihi itibari “süt ve süt ürünlerinde” kesintisiz 18 yıllık ticari faaliyetinin bulunduğu, davacı tarafa ait 11 adet markanın muhtelif tarihlerde tescil almış olup, ilk tescilin 1996 tarihine ait olduğu, markaların tescil kapsamında “süt ve süt ürünleri”nin ortak ürünler olduğu, DOST markalı süt ürünlerinin, BİM mağazalarının özel markası (private label) olduğu ve BİM mağazalarında satışa sunulduğu, bu durumda BİM mağazalarının satış kanallarının yayıldığı coğrafi alan ve sayısı önem arz ettiği, BİM mağazalarının 1995 yılında 21 mağaza ile Türkiye’de ticaret başladığı, 2013 yılı sonunda Türkiye’nin tüm bölgelerinde 4.000 adet mağaza sayısına ulaştığı, bu durumda DOST markalı ürünlerin satışının, ticarete konu edildiği coğrafi alanın yeterince geniş olduğu kanaatine ulaşıldığı, dosyaya kazandırılmış bulunan pazar araştırmasına göre, DOST’un pastörizede %19 pazar payı olduğu, BİM’in yoğurt ve süt markası olan “DOST”un tüketici tarafından en iyi bilinen PL (private label) markası olduğunun belirlendiğinin tespit edildiği, davalı kuruma link bilgileri verilen internet uzantısı aracılığı ile yoğun sanal reklam çalışması yapıldığı, tüm bu hususlar nazara alındığında davalı şirkete ait DOST markalı ürünlerin “süt ve süt ürünleri” kategorisinde/sınıfta karar tarihinde yürürlükte bulunan mülga 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi anlamında tanınmış bir marka olduğu kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nın 2016-M-5813 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.