Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/757 Esas 2013/2371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/757
Karar No: 2013/2371

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/757 Esas 2013/2371 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/757 E.  ,  2013/2371 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma üzerine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, tarafların avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine;
    2- Mahkemece, davalı tarafından takibe konu alacağa yönelik itirazın tümden iptaline karar verilmiştir. Buradan, takip konusu yapılan işlemiş faize yönelik itirazın da iptaline karar verildiği anlaşılır. Hükmün devamında, asıl alacak yönünden sonraki faiz başlangıcı olarak, takip tarihinin belirtilmesinde bir çelişki bulunmamakta olup; davacı Kurum vekilinin, her bir yersiz aylığın ödendiği tarihten itibaren faize karar verilmediğine yönelik temyiz itirazı yerinde bulunmamıştır.
    Ne ki; davalı, takibe konu işlemiş faize de itiraz etmiş olup; Mahkemenin, bu yönde bir inceleme yapmadan karar vermiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
    3- İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
    Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Başka bir ifade ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
    Dava konusu somut olayda; takip konusu asıl alacağın likit, yani belirgin olması karşısında, borçlunun, asıl alacak üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde icra inkar tazminatına yönelik istemin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırıdır.
    4- Kabule göre de, davacı Kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin, takibe konu borcun tamamı yerine, takibe konu aylıkların aslı üzerinden hesaplanmış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.