11. Hukuk Dairesi 2018/3196 E. , 2019/4828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/03/2017 tarih ve 2015/324 E. - 2017/62 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/05/2018 tarih ve 2017/1637- 2018/481 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 174119 sayılı “GO+ŞEKİL AC ÖZDEMİR COMPANY” ve 21178 sayılı "ŞEKİL+GO GO LOCISTICS GLOBAL LOCAL SOLUTIONS” 35, 36 ve 39 ve 42. sınıflarda kayıtlı hizmetler için tescilli markaları bulunduğunu, davalı tarafça 2012/41301sayılı "projegoo" ibareli 35 ve 42. sınıftaki mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna tanınmışlık, ticaret unvanı ve iltibas vakıasına dayanılarak yapılan itirazın, nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek YİDK"nın 2015-M-3326 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescil edilmiş olması halinde markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi, davacı şirketin marka tecavüzü iddiasının hiçbir dayanağı olmasa da, şirketleri adına 04.05.2012 tarihinde tescili yapılan 2012/41301 sayılı “PROJEGOO” markasından ötürü herhangi bir hak ve menfaatinin kalmadığını, bu nedenle davacı şirketin adı geçen markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terki talebine itirazlarının olmadığını beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, 2012/41301 başvuru numaralı davalı markasının, başvuruya konu 35. sınıfında yer alan “…Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri.İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. …” ve 42. sınıfta yer alan “…Girişimcilerin kendi yaptıkları projeler için finans bulmalarına yardımcı olan bir platform, websitesi hazırlama hizmetleri.” açısından, davacının 2002 21178 tescil no.lu “go-logistics ‘global operations local solutions’ go şekil” markası ile 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu, davacının markalarının başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka olup olmadığı konusunda dosya kapsamında yeterli delil sunulmadığından işbu dava bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/4 maddesi anlamında bir incelemenin yapılmadığı, davalı şirket başvurusunun kötüniyetli olarak yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı TPMK YİDK"nın 2015-M-3326 sayılı kararının 35. sınıfta yer alan "reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil), büro hizmetleri, iş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil), ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri" ve 42. sınıfta yer alan "girişimcilerin kendi yaptıkları projeler için finans bulmalarına yardımcı olan bir platform, web sitesi hazırlama hizmetleri" mal/hizmetleri yönünden kısmen iptaline, diğer davalının 2012/41301 sayılı markası henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK"dan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.