10. Hukuk Dairesi 2012/24242 E. , 2013/2353 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 28.06.2007 – 14.03.2011 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun (5510 SY md. 4/b) kapsamında sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
29.08.1995 – 28.06.2007 tarihleri arasında vergi, 08.12.1995 – 14.03.2001 tarihleri arasında Tuhafiyeciler Odasına, 06.12.1995 – 14.03.2011 tarihleri arasında sicile kayıtlı olan davacının 29.08.1995 tarihinden başlayan sigortalılığının, 16.03.2011 tarihli yaşlılık aylığı talebi sonrasında, vergi kaydının sona erdiği 28.06.2007 tarihinde sonlandırıldığı ve prim gün sayısının yeterli olmadığı belirtilerek, aylık talebinin de reddedildiği görülmüş; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24. maddesine göre, bir kimsenin zorunlu Bağ Kur sigortalısı olması için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekir. Anılan maddede 2229 sayılı kanunun 7. Maddesi ile yapılan değişiklik ile, “Kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kurumları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanlar hakkında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde bu Kanunda yazılı şartlarla sosyal sigorta yardımları sağlanır.” düzenlemesine yer verilmiş; Yine, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı yasanın 24. maddesinde, zorunlu Bağ Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
Yine, 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanların sigortalı olacağı belirtilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde, vergi kaydının sona erdiği tarihte işini de terk ettiğini, fakat Bağ-Kur kaydının devamı için oda ve sicil kaydını sildirmediğini belirtmiştir. Prim cetvelinin incelenmesinde, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin primin tamamının 6111 sayılı Kanundan yararlanılarak 15.03.2011 tarihinde ödendiği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu dönemde, vergi kaydı olmayanların, esnaf ve sanatkarlar siciline kaydının yanında, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının da bulunması gerekmekte olup; Mahkemece, davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının bulunup-bulunmadığı araştırılmalı, faaliyetinin bulunmadığının anlaşılması durumunda, 6111 sayılı Kanundan yararlanarak geçmişe yönelik prim ödemesinin zorunlu sigortalılık kazandırmayacağı gözetilmelidir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.