10. Hukuk Dairesi 2012/23011 E. , 2013/2349 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, dava dilekçesinde, 01.04.1998 – 01.05.2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01.06.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş; sonraki dilekçesi ile, uyuşmazlık konusu olmayan sürelerin yaşlılık aylığı bağlanmasına yeterli olduğunu belirterek, sigortalılık süresinin tespitine ilişkin isteğinden vazgeçip, yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, sigortalılık süresinin tespiti isteğinin feragat nedeniyle reddine, yaşlılık aylığına ilişkin isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum’un Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-5510 sayılı Kanunun 101 inci maddesinde, bu Kanun hükmünün uygulanmasıyla ilgili çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde İş Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, İş Mahkemelerinde sözlü yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmış ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yazılı ve basit yargılama usullerine yer verilerek, Kanunun 447 nci maddesinde de, diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hallerde, bu Kanunun basit yargılama ile ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda, artık, iş mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanması gerekecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun basit yargılama usulünün düzenlendiği altıncı kısmında yer alan 320 nci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemenin, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği belirtilmiş ise de; somut olaya ilişkin uyuşmazlığın, ön inceleme ve tahkikata ilişkin duruşma açılıp, işin esasına girilerek çözümlenmesi gerekirken; Mahkemenin, duruşma açarak, tarafların beyanları dinlenilmeksizin dosya üzerinden karar vermiş olması, isabetsiz bulunmuştur.
2-Sigortalılık süresine ilişkin uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 2926 sayılı Kanunun “Sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu” başlığını taşıyan 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, “2 nci madde kapsamına girenler, on sekiz yaşını doldurdukları tarihi takip eden yıl başından itibaren sigortalı sayılırlar. Ancak, 7 nci maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren başlar.”, ikinci fıkrasında, “Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz.” hükmü öngörülmüş olup; sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir. Kişilerin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307 nci (HUMK md. 91) maddesi kapsamında feragat olanaksızdır ve açılan sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da vazgeçilemez. Davacı ancak, anılan Kanunun 123 üncü (HUMK md.185) maddesinde düzenlenen hakkını kullanabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkını saklı tutarak, davalının rızası ile davanın takibinden vazgeçebilir veya Kanunun 150 nci (HUMK md. 409) maddesi hükmü gereğince davayı takip etmeyerek yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucunu elde edebilir.
Bu nedenle; inceleme konusu davada mahkemece tespiti istenilen süreye ilişkin olarak davadan vazgeçilemeyeceği davacı vekiline bildirilmeli, feragat beyanının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 123 ve 150 nci (HUMK md. 185 veya 409) maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendisine sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre 123 veya 150 nci maddesinde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, duruşma açılarak yapılacak yargılama sonucu, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gözetilerek uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak karar verilip,yaşlılık aylığı şartlarının da sonucuna göre değerlendirilmesi gerekirken, sigortalılık süresinin tespitine ilişkin isteğin feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve sair itirazlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 15.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.