14. Hukuk Dairesi 2019/605 E. , 2019/7365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 22.05.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalılar ..., ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 192 ada 21 parsel sayılı taşınmazının yolu olmadığını, taşınmaz lehine mahkemece uygun görülecek güzergahtan geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., 192 ada 35 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davacı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasını istemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., 192 ada 34 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davacının daimi olarak 192 ada 21 parsel sayılı taşınmazda ikamet etmediğini, bu nedenle geçite ihtiyacı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, ...,... Köyü 192 ada 21 parsel sayılı taşınmaz lehine bilirkişi ..."in 15.09.2014 tarihli raporuna ekli krokide 4 numara ile gösterilen toplamda 329.74 m2 bölüm üzerinden 192 ada 19, 34, 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davalılar ..., ... ve ... temyiz etmişlerdir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; aleyhine geçit hakkı kurulan 192 ada 19 parsel sayılı taşınmazda güncel tapu kaydına göre ..."ın tam hisse ile malik olduğu halde davada taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından mahkemece, davada taraf olarak yer almayan tapu kayıt malikinin usulüne uygun dava dilekçesi tebliği ile davaya dahil edilmesi; taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik taraf teşkili ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davalı ..."ye yapılan gerekçeli karar tebligatının bilinen en son adresine çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılması usulüne uygun değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalılar ..., ... ve ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.