19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5377 Karar No: 2020/5041 Karar Tarihi: 02.06.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/5377 Esas 2020/5041 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın 6136 ve 5607 Sayılı Kanunlara aykırı davranışları sonucu suçlu bulunduğu ve mahkumiyet kararı verildiği belirtilmektedir. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirli bir kararı doğrultusunda sanık hakkında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulamasının itiraz yoluyla değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, 5607 Sayılı Kanun'un ilgili maddelerine yapılan son değişikliklerin sanık lehine hükümler içerdiği ve bu nedenle yerel mahkemenin yargılama sürecini yeniden değerlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 5607 Sayılı Kanun'un 3/5 ve 3/18 maddelerine ve TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası, 5237 Sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 Sayılı Kanun'un 61. ve 62. maddeleri ve 5607 Sayılı Kanun'un geçici 12. maddesinin 2. fıkrası açıklayıcı bir şekilde yer almaktadır.
19. Ceza Dairesi 2019/5377 E. , 2020/5041 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1) Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve 5607 sayılı Yasanın 3/5 md. Muhalefet suçlarından verilen kararlara ilişkin yapılan incelemede; I-Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçu yönünden yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanun"la eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na İADESİNE, 2) Sanık hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18 md. Muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet kararına yönelik ilişkin yapılan incelemede; Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen ""Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir."" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.