17. Hukuk Dairesi 2016/10722 E. , 2019/5247 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki bedensel zarar nedeniyle açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, dava dışı İbrahim Akbaş’ın sevk ve idaresindeki aracın 20/10/2013 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında, araç içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yaralandığını ve malul kaldığını beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir müvekkili için 1.000,00’er TL geçici ve sürekli iş görmezlikten kaynaklı maluliyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kabulü ile davacılardan ... yönünden 105.067,13 TL ... yönünden 78.944,88 TL olmak üzere toplam 184.012,01 TL maddi tazminata dava tarihi olan 24/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair, verilen karar davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin
ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi kanalıyla alınan raporda açıklamaya göre davacıların yaralanmasının Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne(yeni ismiyle Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği)göre maluliyet oranlarının belirlendiği yazılmıştır.
Somut olayda kaza 20.10.2013 tarihinden meydana geldiğinden maluliyet durumunun Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenmesi gerekirken Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne yeni ismiyle Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, Adli Tıp 3.İhtisas Kurulundan kaza tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne uygun, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ve çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak usuli kazanılmış haklara da dikkat edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacılar ... ve ... için kabul edilen maddi tazminatlar için davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin maluliyetleri nedeniyle ayrı ayrı maddi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.