8. Ceza Dairesi 2017/10980 E. , 2019/10301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmektedir.
Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir.
Hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından verilen ve kesinleşen beraat kararları karşısında hukuken sanığın işlediği bir suç bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunduğu halde kolluk görevlisine (düzenlenecek bir belgeye esas olarak) beyanda bulunurken, başkasına ait kimliği veya bilgileri kullanma eylemi 268. maddeyi değil 206. maddedeki suçu oluşturmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının şüphelisi olarak yakalanması üzerine hakkında soruşturmaya başlandığı sırada kimliğini ... olarak beyan eden sanık hakkında hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından dava açıldığı, bu suçlardan beraat ettiği ve bu kararların kesinleştiği anlaşılmakla; kesinleşen beraat kararları karşısında sanığın "işlediği bir suçtan" söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp sanığın TCK.nın 206. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği halde yazılı gerekçe ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi;
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.09.2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
Olay tarihinde Karşıyaka İlçesinde bulunan binanın içerisine hırsızlık amacıyla sanığın girdiği, bina görevlisinin durumdan şüphelenmesi üzerine polise ihbarda bulunduğu, polis tarafından yakalandığı sırada ve karakolda abisi olan ..."ın kimlik bilgilerini verdiği, polis tarafından yapılan parmak izi araştırması sonrası ve sanığın annesinin ifadesine başvurulduktan sonra sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığının anlaşıldığı, yapılan yargılama üzerine de hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından beraat ettiği ancak suç işlediği şüphesi ile yakalandığı sırada kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla abisi olan ..."ın kimlik bilgilerini kullanmaktan dolayı TCK.nın 268/1 delaletiyle 267/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Daire çoğunluğuyla oluşan uyuşmazlık sanığın gerçekte hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlememiş bulunduğunun anlaşılması karşısında TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayıp TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi gelgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğuna ilişkindir.
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, somut olayımızda; sanığın hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçları soruşturmasından kurtulmak için abisinin ismini verdiği, yapılan yargılama neticesinde sanığın hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlemediğinden bahisle beraat kararı verilmesinin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak suçunun oluşumuna etki etmeyeceği, yalan beyanın failin işlediği bir suçun soruşturulması dolayısıyla gerçeğe aykırı kimlik bilgilerini kullanma şeklinde işlenmesini öngören öğeleri bakımından TCK.nın 268. maddesinin TCK.nın 206. maddesine nazaran özel hüküm niteliğinde bulunduğu, özel normun önceliği ilkesi uyarınca TCK.nın 268. maddesinin uygulanması gerektiğinden sanığın eyleminin TCK.nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağına ilişkin sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum. 11.09.2019