12. Hukuk Dairesi 2013/35358 E. , 2014/1582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/736-2013/779
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu iddia ederek tebligatın yapılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece talebin kabulüne ve ödeme emri ile ilgili tebligatın iptaline karar verildiği görülmüştür.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 10/1. maddesine göre ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir."" Kanun"un 11/01/2011 tarihli ve 6099 Sayılı Kanun"un 3. maddesiyle eklenen 10/2. maddesine göre; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Yasanın "Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina" başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanun"un 5. maddesiyle eklenen 21/2. maddesine göre; ""Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.""
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 16/2. maddesine göre; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."
7201 Sayılı Yasa"nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun"a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar doğrultusunda, kişiye önce bilinen son adresi esas alınarak tebligat yapılması zorunludur.
Somut olayda, alacaklı tarafından ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin, ödeme emrinde belirtilen adresten farklı bir adrese “adres kayıt sistemindeki adresi olduğu, tebligat yapılamaması halinde TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmelidir” şerhi ile tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından 02/09/2013 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği görülmektedir.
Görüldüğü üzere, TK"nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre çıkartılan tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür.
Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği"nin 53.maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
O halde mahkemece, Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince; tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 30.10.2013 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tebligatın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.