Hukuk Genel Kurulu 2014/906 E. , 2016/317 K.
"İçtihat Metni"##########
MAHKEMESİ :##########Tüketici Mahkemesi
##########
##########
Taraflar arasındaki “tüketici hakem heyeti kararına itiraz ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .....Tüketici Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 03.11.2011 gün ve 2010/564 E. - 2011/879 K. sayılı kararın incelenmesi ..... tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ..... Hukuk Dairesinin 03.10.2012 gün ve 2012/15323 E. - 2012/21939 K. sayılı ilamı ile;
“...Davacı, davalı tarafından kullanılan karta ilişkin yıllık ücretin iadesi için Beşiktaş Tüketici Hakem Heyetine başvurarak, kart ücretinin iptalini talep ettiğini, Tüketici Hakem Heyetince kart ücretinin iadesine karar verildiğini ileri sürerek, Tüketici Hakem Heyeti"nin kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, karşı davasında da, kredi kartının üyelik aidatının istenmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, ayrıca, karşı davasında da, kart ücretinin tahsili sebebiyle zarara uğradığını ileri sürerek 5.000 TL maddi ve 2.500 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı Davalı ......AŞ"nin tüm, Davalı-Karşı Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, karşılık davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmişse de, Davalı-Karşı Davacı, dava dilekçesinde, Davacı Banka"nın hesabından 465 TL tahsil ettiğini ileri sürmüşse de, Davalı-Karşı Davacının bu iddiası üzerinde durulmamış ve dava reddolunmuştur. Oysa, Davalı-Karşılık Davacının bu iddiası üzerinde durulmalı, Davalı"nın hesabından bu miktarın tahsil edilip edilmediği araştırılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
##########
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, asıl dava Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına itiraz, karşı dava ise maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, esasa girilmeden önce, dava konusu alacak miktarı itibariyle direnme kararına karşı temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 01 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş; anılan Kanun’un 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, 6100 sayılı Kanun’a geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen Geçici madde 3 (Ek:31.03.2011-6217/30 md.) göre, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427’nci ilâ 454’ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır.
21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1.maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar yıllar itibariyle arttırılmıştır.
16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun"un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
Şu durumda; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı belirlenirken, temyiz ya da karar düzeltme hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; temyiz ya da karar düzeltme istemine konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır.
Buradaki "karar" teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun verdiği kararı da kapsayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Yargılama konusu olayda asıl dava Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına itiraz, karşı dava ise maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu ödüne gelen uyuşmazlık davalı/karşı davacı yanın karşı davasında ileri sürdüğü talepleri dikkate alındığında, asıl davanın konusu edilen Tüketici Hakem Heyeti kararında hüküm altına alınan kredi kartı üyelik bedeli yönünden bir araştırma yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 22.10.2013 tarihinde, uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 1.820.-TL’dir.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında, bozma ilamında davacı/karşı davalı yönünden tüm tüm temyiz itirazları reddedilirken, davalı/karşı davacının sair yönlerden reddedilen temyiz istemi özel daire ilamında belirtilen yönden bozulmuş olduğu, kararı temyiz eden davalı/karşı davacı lehine uyuşmazlık konusu olan alacak miktarı 465,00.-TL olup açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından davalı/karşı davacı yönünden temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında olduğunu, bozma dışı kalan hususların kesinleşmediği dile getirilmiş ise de bu görüş, yukarıda açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca, davalı/karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda yer alan açıklamalara göre 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik öncesi yürürlükteki şekliyle 427/2. maddesi gereğince davalı/karşı davacı vekilinin temyiz isteminin kesinlikten REDDİNE, 16.03.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.