10. Hukuk Dairesi 2013/402 E. , 2013/2229 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, davalı ... Bakanlığına bağlı ... Köyü İlköğretim Okulunda 2.1.2003-15.6.2009 tarihleri arasında hizmet akdi ile hizmetli ve kaloriferci olarak çalışmış olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile davacının 1.10.2004 tarihinden, 15.6.2009 tarihine kadar her yıl 255 gün üzerinden olacak şekilde toplamda 1275 gün hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar vermiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacının, iddia ettiği ve mahkemenin de kabul ettiği çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalışmaları ile ilgili gerekli re’sen araştırma yoluna gidilmediği, kayıtların istenmediği, çalışmanın niteliğinin tam olarak araştırılıp, saptanmadığı görülmüştür.
Öncelikle davacının iddiası ve gösterdiği tanıklar ile kamu tanıklarının yetersiz anlatımı ile yetinilmeyerek, davacının söz konusu okuldaki çalışmasının tam süreli mi, kısmi süreli mi olduğu hususunda re’sen araştırma yapılması, bu kapsamda davacının okulda ne tür işler yaptığının, yaptığı belirtilen bu işlerin tam süreli çalışmaya tekabül edip etmediğinin tayini, bu yapılırken davacının tarımsal faaliyetinin olup olmadığının, başka iş yapmasının söz konusu olup olmadığının araştırılması, köy okulunda dava edilen dönemde davacı gibi dönemler halinde çalıştığı iddia edilen kişilerin tespiti ile onların da beyanlarının alınması, okulun yıllara göre açılış ve kapanış tarihlerinin usulünce tespiti, gerek daha önce tanık olarak dinlenilmeyen, gerekse daha önce tanık olarak dinlenen eski muhtarlar, azalar ve köy sakini kişilerin davacının çalışma sürelerinin tespiti açısından ilk defa veya yeniden ifadelerinin alınması, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılması, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.