Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5124
Karar No: 2019/4814

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5124 Esas 2019/4814 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5124 E.  ,  2019/4814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/01/2017 tarih ve 2016/126 E. 2017/75 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 28/09/2017 tarih ve 2017/385-2017/589 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.06.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 26/10/2015 tarih 2015/4140 D. İş sayılı kararı gereğince, Koza İpek Holding ile söz konusu holding bünyesinde bulunan tüm şirketlere kayyım atandığını, müvekkili Koza Altın İşletmeleri A.Ş."nin de bu holding bünyesinde olduğu gerekçesiyle bu şirkete kayyım atandığını, yönetim kurulu üyeleri tarafından sermayesinin tümü müvekkili şirkete ait olmak üzere İngiltere Ticaret Odası"na kayıtlı davalı ... Ltd. Şti."ni kurarak Londra Ticaret Sicili"nde yayınlandığını, söz konusu şirket İngiltere"de kurulduktan sonra bu iştirakin kurulmasına ilişkin kararın 31/03/2014 tarihinde alındığını, alınan bu yönetim kurulu kararında yönetim kurulu üyesi Melek İpek adına atılan imzanın sahte olduğu hususunun Emniyet Müdürlüğü"nce tespit edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin 11/09/2015 tarihinde Londra"da davalı şirket yönetim kurulunu toplayarak alınan 5 numaralı kararda esas sözleşme değişikliği yoluyla her biri 1 GBP değerinde 60.000.000 GBP olan sermayenin 2 GBP arttırılarak 60.000.000 2 GBP olarak değiştirilmesine, arttırılan 2 GBP"lik hissenin A Grubu olarak sınıflandırılmasına karar verildiğini, ayrıca aynı yönetim kurulunda sözleşme değişikliği ile Yönetim Kurulu"nun değiştirilmesinin söz konusu A Grubu hisselerden birinin onayına tabi kılınmasına karar verildiğini, alınan 7 no"lu karar ile bu değişikliğin onanarak ana sözleşmenin 26. maddesinde gerekli değişikliğin yapıldığını, davalı şirketin tüm sermayesinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, Lüksemburg bankalarında 84.000.000 Avro"luk hesabının bulunduğunu, ..."in hesabının kapatılarak söz konusu paranın İngiltere"de bir banka hesabına aktarılmasını istediğini, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2016/50 D. İş sayılı dosyasında söz konusu hesaplara ilişkin olarak tedbir kararı aldırdıklarını, alınan kararların müvekkili şirketin iştiraki üzerindeki hakimiyetinin sona ermesine ve zarara uğramasına sebep olduğunu ileri sürerek davalı bağlı şirket yönetim kurulunun 11/09/2015 tarihinde almış olduğu 5 ve 7 no"lu kararların butlan nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitine, şirket ana sözleşmesinde değişikliğe gidilen 26. maddesinin iptal edilmesine, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2016/50 D. İş sayılı dosyası üzerinden vermiş olduğu Koza Ltd. Şti."nin Garanti Bankası Lüksemburg Şubesi"ndeki belirtilen numaralı hesaplar üzerindeki tedbirlerin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; kesin yetki itirazında bulunarak İngiliz mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin İngiliz Yasalarına göre kurulmuş bir şirket olduğunu savunmuş ve davacının iştiraki olarak kurulan şirket hakkında davacı şirket yönetim kurulunca gerekli kararların alınıp ilanların yapıldığını, 60.000.000 Pound"luk sermayenin transfer edilmesine ilişkin 31/03/2014 ve 2014/14 sayılı Yönetim Kurulu kararı alınıp ve bunu KAP"a bildirdiklerini, Koza Altın İşletmeleri A.Ş."nin A Grubu hisse sahibi ve şirket kurucusunun İpek Ailesi olduğunun herkes tarafından bilindiğini, SPK"nın 21. maddesinde belirtilen örtülü kazançtan bahsedilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yetki itirazının reddi ile davanın kabulüne, davalı şirketin 11/09/2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 5. ve 7. no"lu kararları ile bu kararların uygulanması sonucu değiştirilen şirket ana sözleşmesinin 26. maddesinin mutlak butlan ile sakat oldukları tespit edildiğinden yönetim kurulunca alınan 5 ve 7 no"lu kararlar ile ana sözleşmenin değiştirilen 26. maddesinin iptaline, 05/02/2016 tarihli tedbir kararlarının aynen devamına karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin davacı hakim şirkete bağlı ve şirket merkezinin Ankara olması, şirketin A gurubundaki ortakların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması, davalı şirkete 60.000.000 GBT"nin davacı şirketten gönderilmesi gözetildiğinde yetki itirazı yoluna başvurulması hakkın kötüye kullanılması (TMK 2. madde) niteliğinde bulunduğundan ilk derece mahkemesinin yetki itirazını reddine dair kararının yerinde olduğu, esas sözleşme hükümlerinin değiştirilmesinin genel kurulun devredilmez yetkilerinden olması gözetildiğinde Yönetim Kurulu"nun Genel Kurul kararına veya esas sözleşmeye dayanmayan anılan kararlarının yok hükmünde olduğu, öte yandan A grubu hisse yaratılması ve davacı şirketin tüm yetkilerinin A gurubu hisse sahibi Yönetim Kurulu"nun diğer üyelerine devredilmesinin de açıkca objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, alınan kararlarla davacı hakim şirketin anılan bağlı şirketteki tüm yetkilerini fiilen kullanılamaz hale getirilmesine ve tüm yetkilerin bu kararı alan gerçek kişilerin inisiyatifine geçirilmesine yönelik alınmış kararlar niteğinde bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, davacı anonim şirkete bağlı kurulan, sermayesinin tümü davacı şirkete ait olan davalı ... Ltd."nin 11.09.2015 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 5. ve 7. nolu yönetim kurul kararları ile bu kararların uygulanması sonucu değiştirilen ana sözleşmenin 26. maddesinin mutlak butlan ile malül olduğunun tespiti ile ihtiyati tedbirin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek yapılan inceleme sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi de başvurunun esastan reddine karar vermiştir.
    Dosya kapsamında bulunan taraf beyanları ve belgeler incelendiğinde, davalı şirketin 24.03.2014 tarihinde sermayesinin tamamı davacı ...Ş."ye ait olmak üzere İngiltere Ticaret Odasına kayıtlı olarak kurulduğu ve Londra Ticaret Sicilinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, davalı şirketin tüm sermayesinin müvekkili tarafından sağlandığı ve tüm ortakların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu gerekçesiyle işbu davayı Türkiye"de açtığını ifade etmiş, mahkemece de iptali istenen kararların davacı hakim ortağın hakimiyetinin ortadan kaldırılmasına yönelik olduğu ve hakim ortağın şirket merkezinde de bu davanın açılabileceği, davalının yetki itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalının yetki itirazı reddedilmiş ise de; uyuşmazlıkta yabancılık unsuru bulunduğu ve konuyla ilgili Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun"un uygulanması gerekmektedir. MÖHUK"un 40. maddesi, Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi başlığı altında “Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder.” şeklinde düzenlenmiş olup Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 14/2. maddesine uyarınca tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin işbu davada kesin yetkili olduğu gibi yine HMK 6/1. maddesi gereğince de davanın davalı tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yerinde açılması gerektiği, davalının yerleşim yerinin, bir başka söyleyişle, davalı şirket merkezinin İngiltere"de bulunduğu, iç hukukumuzda davanın Ankara mahkemesinde görülmesini gerektirecek yetki kuralının mevcut olmadığı, davalının yetki itirazında bulunmasının yasadan kaynaklanan bir hakkın kullanımı niteliğinde olması hasebiyle kötü niyetli olarak kabülü mümkün olmayıp yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde işbu davada Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin mevcut olmaması nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatinde olduğumuzdan çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi