4. Ceza Dairesi 2016/680 E. , 2020/6058 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığın aşamalardaki savunmasında tehdit iddiasını reddetmesi ve müşteki ..."ın soyut beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, yeterli ve somut delil bulunmaması karşısında; sanığın savunmasına neden itibar edilmediği, hangi delile hangi gerekçe ile üstünlük tanındığı yeterince açıklanmadan sanık hakkında tehdit suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Sanık savunmasında, alacaklı olduğu ve bu alacığını ödemeyen müştekinin olay günü hiç bir şey söylemeden kendisine yumruk attığını savunması, mağdurun ve tanığın olayın başlangıcına ilişkin çelişkili beyanları karşısında; olayın başlangıcı ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında TCK"nın 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3-Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, diğer koşullar değerlendirilmeden, " daha önceden verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar bulunmakla denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği saptanmakla lehine olarak ve yasal koşulları oluşmadığından "" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4-Sanığın duruşmadaki beraat talebinin, TCK"nın 51 ve 50. maddesindeki lehe yasal hükümlerinin uygulamasını da kapsadığı gözetilerek, CMK’nın 230/1-d maddesi uyarınca, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek bir karar verilmemesi,
5-Sanığın TCK"nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
6-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
7-Kabule göre de; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.