13. Ceza Dairesi 2019/2684 E. , 2019/11040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık ..., 27.12.2018 tarihli dilekçesinde, temyizden feragat ettiğini açıkça belirtmeyip, sadece hakkında verilen cezanın onaylanmasını talep ettiğinden, temyiz isteminin sanık ... hakkında kurulan hükmü de kapsadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Her ne kadar 6723 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce ilk derece mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"un 305 ile 326. maddelerindeki temyiz hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Kanunun 310. maddesi uyarınca bir haftalık temyiz süresinin geçerli olduğu anlaşılmakta ise de,
05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi (7) gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş (15) gün olarak değiştirildiği, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 1. madde hükmüne göre de, 05.08.2017 ve sonrasında verilen (ilk derece ve istinaf ayırımı yapılmaksızın bütün) kararlar hakkında yeni temyiz sürelerinin uygulanması gerektiğinin belirtildiği, ceza muhakemesinde “Derhal Yürürlük İlkesi” nin geçerli olduğu, bu ilke uyarınca değişiklik aleyhe olsa bile yürürlüğe girdiği günden itibaren bütün vakıalarda uygulanması gerektiği, kaldı ki değişikliğin sanık lehine bir değişiklik olduğu, esasen yürürlükten kaldırılmakla birlikte 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi dolayısıyla bir kısım kararlar yönünden yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi hükmünün bu değişiklikler karşısında “zımnen ilga” edildiğinin kabul edilmesi gerektiği düşüncelerinden hareketle temyiz süresinin on beş (15) gün olduğunun belirlendiği,
Nihayet, tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler “bu Kanunun (7035) yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır” denilmek suretiyle doğrudan ya da istinaf sonrası ayrımı yapmaksızın bütün kararların yeni temyiz süresine, yani on beş (15) günlük temyiz süresine tabi olduğunun açıkça vurgulanması karşısında; 21.12.2018 tarihinde tefhim edilen hükme karşı 15. gün olan sürenin son gününün 05.01.2019 Cumartesi gününe denk gelmesi sebebiyle takip eden ilk iş günü olan 07.01.2019 Pazartesi günü hükmü temyiz eden sanık ..."nın ve müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Önceki hükmün sanıklar lehine sonuç doğuracak şekilde bozulmuş olmasına göre, bozma sonrası yapılan yargılama giderlerine sanıkların sebebiyet vermediği gözetilmeden sanıklara yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve müdafiilerinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “yargılama giderlerine ilişkin bölümün” çıkartılarak yerine “Bozma öncesi yapılan 858,00 TL"nin sanıklardan eşit olarak alınarak hazineye irat kaydına, bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin ise hazine üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.