22. Hukuk Dairesi 2016/21076 E. , 2019/19056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 27/05/2010-27/04/2015 tarihleri arasında en son orta reyon personeli olarak çalıştığını ve aylık net ücretinin 1.004,00 TL olduğunu, davalının periyodik maaş artırımı yapmadığını, fazla çalışma, dini bayram ve yılbaşı ücretleri gibi İş Kanunundan kaynaklanan ücretlerini tam ve gününde ödemediğin, davacıya mobing ve psikolojik baskı uygulandığını,iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini, ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya baskı yapılmadığını, puantaj ve maaş bordroları incelendiğinde davacının fazla çalışma yapmadığının, yapsa dahi karşılığının ödendiğinin anlaşılacağını, feshin haklı bir sebebe dayanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda fazla çalışma ücreti alacağının kısmen kabulüne, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesini kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde feshedip feshetmediği uyuşmazlık konusudur.
Davacı iş sözleşmesini “işin gerektirdiği özen ve dikkatle yerine getirdiği halde periyodik maaş artırımı, fazla mesai ve dini bayram ve yılbaşı ücretleri gibi Kanundan kaynaklanan ücretlerinin tam ve gününde ödenmediğini ve aynı zamanda davalı şirket aleyhine açılan işçi alacaklarına ilişkin davalarda tanık olarak dinlenmemesinden dolayı, kendisine psikolojik baskı ve yıldırma politikası uygulandığını, çalışma huzurunun kaçması üzerine” iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı talep etmiş; davalı ise feshin haklı sebebe dayanmadığını savunarak kıdem tazminatı talebinin reddini talep etmiştir. Mahkemece dinlenen tanıkların davacının ayrılma nedenine ilişkin olarak net bir beyanda bulunmadıkları, davacıya psikolojik baskı yapıldığına dair yeterli somut delilin dosyaya sunulamadığı, geçmiş döneme ait bir kısım fazla çalışma ücretinin ödenmediği anlaşılmakta ise de üzerinden makul bir sürenin geçtiği gerekçesiyle feshin haklı sebebe dayandığının ispat edilemediği sonucuna varılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 01/09/2010-31/01/2012 tarihleri arasında haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş, mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Şu halde davacının dava tarihi itibariyle ödenmeyen fazla çalışma ücreti bulunduğu açıktır. Mahkemece fesih tarihi (17/04/2015) itibariyle, ödenmeyen fazla çalışma ücretinin fesih sebebi olabilmesi için makul sürenin geçtiği sonucuna varılmış ise de, bu kabul şekli hatalı olmuştur. Fazla çalışma ücretinin ödenmemesi işçi yönünden haklı fesih sebebidir. İşçinin hak kazandığı fazla çalışma ücreti, hangi döneme ait olursa olsun, işverence ödenmediği sürece işçinin haklı fesih hakkı devam eder. Hal böyle iken mahkemece iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-Dosyada davacı vekili tarafından bir kısmı sunulan teftiş raporu bulunmakta olup, anılan raporda Ekim 2014 tarihi itibariyle davacının da aralarında bulunduğu işçilerin yıllara göre (2011-2014 dahil) ödenmeyen fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti bulunduğu ifade edilmiştir. Söz konusu raporda, listede belirlenen miktarların derhal ödenmesi gerektiği işverene bildirilmiştir. Mahkemece, davacının da adının bulunduğu bu rapor ile ilgili olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Bu itibarla öncelikle anılan teftiş raporunun tamamı getirtilmeli, teftiş raporu ile dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında yeniden değerlendirme yapılmalıdır.
Kabule göre de, İş Kanununun 68. maddesine göre, günlük ara dinlenme süresi, on bir saat süreli işlerde bir saat olarak kabul edilmelidir. Mahkemece açıklanan yasal düzenleme dikkate alınmadan, günlük ara dinlenme süresinin bir buçuk saat olarak kabulü isabetsizdir.
4- Somut olayda gerek davacı tanıkları gerekse davalı tanıklarının anlatımlarına göre, davacının dini bayramlarda iki gün ile diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı sabittir. Ancak mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebi reddedilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bordrolara göre davacının ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin tamamının %100 zamlı ödendiği sonucuna varılmış ise de, bordroların incelenmesinde bir kısım aylara ait ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödememesinin, çalışılmayan ulusal bayram genel tatil günlerine ait olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bordrolarda, bir kısım ödemeler bulunmakta olup bu ödemelerin karşısında ‘fazla mesai RT’ ve ‘fazla mesai NORMAL’ şeklinde açıklamalar bulunmaktadır. Bordrolardaki bu ödemelerin niteliği taraflardan da sorularak netleştirilmeli, söz konusu ödemelerin hangi alacağa mahsuben yapıldığı belirlendikten sonra sonucuna göre davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebi ile ilgili bir karar verilmelidir.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.