Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5356
Karar No: 2019/4805

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/5356 Esas 2019/4805 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/5356 E.  ,  2019/4805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    13. HUKUK DAİRESİ
    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/05/2017 tarih ve 2015/860 E- 2017/427 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 26/10/2017 tarih ve 2017/534 E- 2017/602 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 25.06.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, Günbak Anonim Şirketi"nin Tekel Genel Müdürlüğünce üretilen mamullerin İstanbul Avrupa yakası toptan satıcılığını yapan bir şirket olduğunu, davalıların da bu şirketin yöneticileri ve denetçileri olduklarını, müvekkilinin ise, bu şirketin %10 paylı küçük ortağı olduğunu, davacının kuruluş aşamasında ve şirketin sermaye artış kararları çerçevesinde Günbak Anonim Şirketi"ne ¨657.447,48 öz sermaye verdiğini, Günbak Anonim Şirketinin Tekelin özelleştirme aşamasında faaliyet aralığının daralacağı düşüncesi ile yönetimde etkin ortaklıklarca içi boşaltılarak iflasın eşiğine getirildiğini, şirketin iş ve işlemleri ile ilgili davacıya hiçbir bilgi verilmediğini, 05/02/2010 tarihli Genel Kurul
    toplantısında şirketin bilanço ve gelir tablosunun onaylanması ve ibra konularına ilişkin gündemin 4 ve 5. maddelerinin iptali için dava açtıklarını, Günbak Anonim Şirketinin hileli olarak iflas ettirilmesi ile müvekkilinin şirket ortağı olarak koyduğu 657.447,48"lik öz sermayesini kaybettiğini ileri sürerek, 657.447,48 TL öz sermaye zararlarının 05/02/2010 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacının iddia ve taleplerinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davacının iddialarının haksız olup, görevini yasalara uygun olarak yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davacının iddialarının haksız olduğunu, görev alanındaki işlemlerde herhangi bir kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... mirasçıları olan ... ve ... vekili, müvekkillerinin murisinin yönetimde bulunduğu süre içerisinde sorumluluğun gerektirdiği bir yönetici olarak görev yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan ..."ın dava açılmadan önce vefat ettiği ve ölü aleyhine dava açılamayacağından bu kişi aleyhine açılan davanın reddine, davacının iddia ettiği zarar dolaylı zarar olup, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açılabileceği oysa, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını istediği, bu şekilde dava açılamayacağından davalı ... dışındaki davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin öz sermayesinin yitirilmesinin davacının doğrudan değil, dolaylı zararı oluşturup zarar talebinin dava konusu şirkete ödenmesi talebi ile açılması gerektiği, davalı yöneticilerin kusurlu davranışları ya da hileli iflasa neden olacak biçimde bilanço kayıtlarında yanlışlığa neden olması ile zararın oluşması durumunda da zararın şirketin mal varlığında oluşan zarar niteliğinde olduğu, davacının istediği zarar kaleminin şirketin öz sermayesinde meydana gelen eksiklik nedeni ile uğradıkları zarar olduğundan zarar konusu değerin şirkete ödenmesi gerektiği, davanın hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını isteyemeyeceği, TMK’nın 28. m. gereğince vefat eden ..."ın taraf ehliyeti bulunmamakla birlikte, dava sırasında mirasçılarının davaya dahil edildiği, HMK’nın 124. m. gereğince davalı ... yönünden taraf değişikliği ile mirasçılarına dava yöneltildiğinden davalı ... yönünden ölüm nedeni ile davanın reddi değil, diğer davalılar ile birlikte mirasçıları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ...Ü.T 7/2 m. gereğince vekalet ücreti yönünden de kararın düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın davalı ... ve davalılar ..., ..., ..., ...’a yönelik vekalet ücreti yönünden HMK’nın 353/1-b.3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak, tüm davalılar yönünden açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi